Açıkçası bu kitap beklediğim gibi değildi. Ondan dolayı biraz hayal kırıklığına uğradım. Çünkü güzel giden bir kurgu nasıl bu kadar basite indirgenerek tahmin edilebilir yapılmıştı.
Sevdiğim kısmı ise Dante Aligheiri'den alıntı yapılarak Cehennem, Araf ve Cennet şeklinde üç kısımdan oluşmasıydı.
Onun dışında boş zamanlarınızda hızlıca okunacak bir eser.
Bir sonraki sayfaya geçmek için sayfayı çevirdim fakat gördüğün yeni yazılar değildi. Tüm sayfalarını oyulmuş olduğunu içinde parlayan bir cisim olduğunu gördüm. Bir yüzük..
Eris yüzüğü oyulmuş sayfaların arasından çıkardı ve tam parmağın önünde tuttu.
"'Cehennem'i ve 'Araf'ı geçtik, güzelim." Dedi. "Peki benimle 'cennet'e var mısın?"
Daha önce kimse saçlarımı böyle usul taramamıştı. Çenesini omzuma koydu ve kokumu çekti içine. " Şimdi tıpkı benim gibi kokuyorsun."
"Yani... Ölüm kokuyorum."
"Hayır..." dedi. "Kokun benim kokuma karıştı. Şimdi sen ölümden sonraki cennet gibi kokuyorsun."
Boynuma bir kolye takmıştı. Kolyeye baktığımda düşmüş bir melek görüyordum. Vücudunu beyaz taşlarla süslenmiş kanatların etrafı siyaha dönüşmüştü. Kolyeye baktım.
"Sen bu meleksin," diye fısıldadı kulağıma. "Ben de kanatlarını her geçen gün siyahlaştıran adam."
Dehşet damarlarımdan içeri zerk olurken bir şimşek parladı gecede ve yere yığılan bedenin parmaklarındaki kağıt parçası dikkatimi çekti.
Elindeki kağıdı alıp sessizce okudum.
HER ŞEY BİTTİ SANIRKEN HER ŞEY YENİDEN BAŞLIYOR.
Sanırım kadim karanlık peşimizi bırakmıyordu.
"Bu aralar neden bana bir iyi bir kötü davranıyorsun?" diye sorduğumda gülümsedi ve kitaba dokundu.
"Artık arafa hazır ol, Ecmel," dedi. "Çünkü cehennem sen ölüme koştuğun gün bitti. "
Bir dedim önce .. ve içimdeki aşk öldü.
İki dedim içimdeki korku öldü.
Üç dedim, sevgi öldü.
Dört dedim sonra, acı öldü.
Beş... Zehir damarlarımdan içeri zerk oldu.
Ve kadın öldü
"Her yerden yere alıyoruz, Ecmel." Dedi. "Korkmuyor musun hiç?"
"Sen benim ruhumdaki gelmiş geçmiş en büyük yarasın, Eris. Bundan daha büyük bir korku olamaz."
"Neyin var neyin yok elinden alacağım, Ecmel. Bana neler yaptığını öğrenince benden değil kendinden nefret edeceksin. Masumiyetin, tenin, ruhun... Hepsi benim olacak. Senin cezan bu," dedi. "Senin cezan nefret ettiğin adamın kollarında olmak."