Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Işık Ergüden

Işık ErgüdenSessizliğin Anarşisi yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
8.0/10
88 Kişi
371
Okunma
295
Beğeni
25,3bin
Görüntülenme

Işık Ergüden Gönderileri

Işık Ergüden kitaplarını, Işık Ergüden sözleri ve alıntılarını, Işık Ergüden yazarlarını, Işık Ergüden yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oradaydım. Kendimi kendimden uzakta, başka hayatların eşiğinde, hazırlıksız hissediyordum. Onca açık seçikliğin yanında benim varlığım da yokluğum da ancak bir rüya olarak sürebilirdi. Her şey bana temas eder, sürtünürken ben hiç iz bırakamazdım; bir uyku haliydim.
Herkes kendi sesini yutarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Reklam
Üstünde düşünmediğim hayatlara aitim: Rüyalara. Kelimelerin uğramadığı tek yer orası.
Mümkün olduğunca sıradanlaşmalı, kimliksizleşmeli. Kimse buna izin vermiyor, bir kez var olmak yok olmayı bile imkánsızlaştırıyor. Ölümünden sonra bile var olacaksın.
Herkes kendini parça parça öldürüyor: Yaşayarak. Çünkü yaşamak asla bulunamayacak tek şeyin, kendinin peşin de koşmaktır. Yaşadıkça yok oluyorsa insan, yaşamaktan neden sakınalım.
Reklam
Bilmenin ve hissetmenin ağırlığını taşıyabilecek ip yoktur bu dünyada.
Ölümden söz ederken ölüyoruz hepimiz. Sussan ya, iki sözcük arasındaki bir sus zamanı değil midir yaşam?
Sessizliğin Anarşisi
Sessizliğin Anarşisi
Bazı anlar içinde biriken çığlıkları atabilmen ve yeniden kafanın sessizliğine kavuşabilmen için sessiz bir yere ihtiyacın olur; 10 dakika da olsa.
Reklam
Ortaklaşılan tek şey, başka hiçbir şeye gerek duymayan yoksunluk hali. Hayatın tüm hareketi, bir sona –amaca– varmak değil, tamamlanmamışlığın, tümlenemeyecek olmanın yol açtığı acele ve karmaşa yalnızca; bir nehrin sürekli akışı, rüzgârın uğultusu, kuşların sesi, fillerin yürüyüşü ve insan... (Ve bilmeme hali; tümlenemeyeceğini bilmeyen insanın cehaleti, iç sıkıntısı –doğada bilgi yok ki, tasasız doğa!)
Hayat, nedensiz, var. Bunun farkında olmak ölümü bilmekten daha korkutucu.
İntihar etmeyip yaşıyorsak, anlamın büyüklüğünden değil, hayatın içine düşmüş olmaktan, muzır bir merak ile ıstıraplı bir inadın götüreceği yeri görme isteğinden; bir de, üstüne üstlük, şahsi duruşun gölgesinin topluma bir lanet olarak düşmesini diliyor olmaktan başka bir anlamı yoktur her güne yeniden başlamanın.
Burada ve bu kadar: firarı arzulayan bir ömür, zamanın ve mekânın tahakkümü karşısında, toplumun ve kurumların dayattığı gündelik hayat karşısında, bu yüzyıl sonunda (ve başında), kendi yokluğuna şen bir bilgi gibi ağıt yaktığında, ağıt ağıt olmaktan çıkar ve bir lanete dönüşür –belki.
Hakikat –hayat–, her bir ömür için, buradaysa ve bu kadarsa; tüm felsefe tarihi her koşulda –onaylayarak ya da reddederek, imkânsızlıklar ya da ümitlerle, yokluklar ya da çarelerle, tespitler ya da ütopyalarla– gündelik hayatı katlanılır kılma çabasından başka bir şey değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.