İsmail Demirezen

Tüketim Toplumu ve Din yazarı
Yazar
8.3/10
8 Kişi
45
Okunma
4
Beğeni
1.247
Görüntülenme

İsmail Demirezen Gönderileri

İsmail Demirezen kitaplarını, İsmail Demirezen sözleri ve alıntılarını, İsmail Demirezen yazarlarını, İsmail Demirezen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Suni ihtiyaçlar tüketim çılgınlığına yol açmanın yanı sıra insanoğlunun hem kendine hem de istek ve arzularına yabancılaşmasını sağlamaktadır."
"Galbraith'e göre, tüketimdeki en önemli etken tüketicinin tercihi değil, tüketicinin cevabının üretici tarafından manipülasyonudur."
Reklam
Var olmanın tüketime indirgendiği toplumlarda insanoğlu kendine yabancılaşmaktadır. İnsanlar kendilerini metalara sahip olup olmama çerçevesinde değerli ve değersiz olarak hissetmektedir. Bu durum kişinin kendine yabancılaşmasını sağlamakta ve metalara aparat haline getirmektedir. Söz konusu durum aynı zamanda kişilerin diğer insanlara da yabancılaşmasına yol açmaktadır. Metalar sistemi çerçevesinde metaların işaret değerleri aracılığıyla diğer insanlarla kurulan iletişim ve etkileşim doğal olarak insanların hemcinslerine yabancılaşmasına katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda kurulan ilişki insani bir ilişkiden daha çok metaların ön planda olduğu bir ilişkidir.
Sayfa 53 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Ne kadar çok AVM, o kadar çok dünyadan kopmuş, tüketimle başı dönmüş bir toplum. Bu, bütünüyle böyle. 1980'lerde, neoliberalizmle başlayan bu anlayış, 1990'larda gelişti ve nihayet 2000'lerde lüksün keşfinden öte, hayatı alt üst eden hamlesini izledi. Toplumlar, markayı statü sembolü olarak kabul etti. Elinde bilmem ne marka bir çanta olacak diye, insanlar, ''çakma'' mallara bile etek dolusu para dökmeye başladı.
Sayfa 50 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Neredeyse ömrünü alışveriş merkezlerinde tüketenler var. Kimler farkındadır bilinmez ama tam bir hapis, tam bir gözetim merkezi AVM'ler. Garip bir şey de şu: insan bir tutuk ve gözetim evine kendi rızasıyla girmez. Ama buraya gidiyor. Çünkü bir noktadan sonra iradesini yitiriyor. Anadolu şehirlerinden birince eski bir tütün fabrikası AVM olacakmış. Olabilir. Oluyor. Hani her lafa ''Batı'da'' diye başlamak asap bozucudur ama ne yapayım, öyle. Batı'da bu tür yerler kültür merkezine ve müzeye dönüştürülürken bizde AVM oluyor. Sadece AVM demek bile bu işin ne kadar resmileştiğini gösteriyor.
Sayfa 48 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Tüketim toplumunun dayattığı hayat tarzının temel yapı taşı meta ve metalaşmadır. Meta hem kapitalist ekonomik sistemin hem de tüketim toplumunun yapı taşıdır. Kısaca meta daha fazla para kazanmak için alınıp satılan mal anlamına gelmektedir. Ticari mal olarak da ifade edilen metaya hem kapitalist ekonomik sistemde hem de tüketim toplumunda farklı anlamlar yüklenmektedir. İslam'da metanın alınıp satılması ticaret çerçevesinde helal kabul edilmekte; sahiplenilmesi ve tüketilmesi birer nimet olarak değerlendirilmektedir. İslam'a göre, yeryüzünde olan her şey insan için yaratılmıştır fakat bu nimetler için Rabbimize şükretmemiz gerekmektedir. İslam'da Allah'ın bir lütfu, şükredilmesi gereken bir nimet ve emanet olarak değerlendirilen meta, tüketim toplumunda gösteriş yapılacak kendisiyle değer kazanılacak ve hayatı anlamlandıracak bir nesneye dönüşmektedir. Metalaşmadan kastımız, daha önce ekonominin dışında olup bir market değeri olmayan servis, ürün veya ilişkilerin ekonominin içine alınmasıyla bir market (değiş-tokuş) değeri kazanmasıdır. Tüketim toplumu hem coğrafi olarak genişlemekte hem de derinleşerek daha önce ekonominin dışındaki noktaları da içine alarak meta haline getirmektedir. Tüketim toplumu katı olan şeyleri buharlaştırmakta, kutsal olanları ise profanlaştırmaktadır. Tüketim toplumu ile birlikte katı olan şeyler metalaşarak buharlaşmaktadır.
Sayfa 31 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Reklam
Dünya'da ve Türkiye'de küreselleşmeyi yaşıyoruz. Küreselleşmeyi tartışıyoruz. Küreselleşmenin bir ayağı da küreselleşen tüketim kültürü. Ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde küreselleşen tüketim kültürünün etkisi daha büyük oluyor. Küreselleşen tüketim kültürünün tercümesi ''Amerikan tarzı yaşamın uluslararası şirketler
Sayfa 39 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Tüketim kültürü veya ideolojisi ise hayatın anlamını tüketime indirgerken hayatın amacını da daha fazla haz ve daha pahalı metaların tüketimine indirgenmektedir. Gösterici tüketimi teşvik eden, insanlar arasında tüketim üzerinden yarışı körükleyen ve bu yarışı hayatın amacı olarak tanımlayan tüketim ideolojisi, yapay bir anlam oluşturmakta ve varoluşsal sorulara yapay cevaplar üretmektedir. İnsanoğlu da bu yapay cevaplar çerçevesinde oyalanmakta, materyalist bir yaşam sürmeye zorlanmaktadır.
İslam’ın öngördüğü kulluk bilincine dayanan varoluş algısı dünya nimetlerini bir imtihan olarak değerlendirmekte, metaların bir nimet ve emanet olarak kabul etmekte, israf ve gösterişçi tüketimi hoş görmemekte, insanlar arası yardımlaşmayı ve infakı önermektedir.
Türkiye özellikle 1980’den itibaren tüketim toplumu olma yolunda önemli ilerlemeler kat etmiştir. Türkiye’nin tüketim toplumu olma yolunda önemli kavşak noktaları olarak 1980,1990 ve 2000 yılları gösterilebilir. 1980 yılında hem ekonomik hem de kültürel alandaki liberalleşme adımları Türkiye ekonomisini liberalleştirerek dünya kapitalist sistemine entegre etmiştir. 1990 yılına özel televizyon ve radyolara izin verilmesi tüketim toplumunun olmazsa olmazı olan kültür endüstrisinin gelişmesini sağlamıştır. 2000 yılından sonra ise bir yandan ekonomik büyüme gerçekleşmiş diğer yandan muhafazakar kesim tüketim toplumuna entegre olmaya başlamıştır.
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.