Ne kadar çok AVM, o kadar çok dünyadan kopmuş, tüketimle başı dönmüş bir toplum. Bu, bütünüyle böyle. 1980'lerde, neoliberalizmle başlayan bu anlayış, 1990'larda gelişti ve nihayet 2000'lerde lüksün keşfinden öte, hayatı alt üst eden hamlesini izledi. Toplumlar, markayı statü sembolü olarak kabul etti. Elinde bilmem ne marka bir çanta olacak diye, insanlar, ''çakma'' mallara bile etek dolusu para dökmeye başladı.