Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Uluöz

İsmail UluözDöngü yazarı
Yazar
9.7/10
38 Kişi
114
Okunma
16
Beğeni
1.627
Görüntülenme

İsmail Uluöz Gönderileri

İsmail Uluöz kitaplarını, İsmail Uluöz sözleri ve alıntılarını, İsmail Uluöz yazarlarını, İsmail Uluöz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Tattıkları duygu, derinlerdeki kahramanlık arzusunu gün yüzüne çıkarıp onu tıka basa doyuran, insana kendisini biricik hissettiren, koca dağı tümsek gibi gösteren özsel bir kaynaktı. Yaşadığı coşkuyla yenilmez hisseden insan, en çetin zorlukları dahi küçük engeller olarak görmeye hatta o zorluklarda sempatik taraflar bulmaya başlardı. Kişi, dağ ne kadar yüksekse göğe o kadar yaklaşacağını, okyanus ne kadar uçsuz bucaksızsa varılacak yerlerin de o kadar sınırsız olacağını düşünür, umut ateşine birkaç odun daha atardı."
Sayfa 227Kitabı okudu
" Yalnızca iki ayaklı düşmanlarla değil, açlık, susuzluk, sıcak, soğuk gibi elden ayaktan yoksun, amansız, başka başka düşmanlarla da savaşıyorlardı."
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
" Madem tamahkâr gözlerini Türk yurdunun iffetli bağrına dikmiş, yurdun bakire topraklarını o günahkâr postallarıyla çiğnemişlerdi, o vakit rehavet içinde geçirilecek bir saniyeleri dahi olmadığını, kıçlarını yere koyarken bile iki kez düşünmeleri gerektiğini anlayacaklardı."
Sayfa 215Kitabı okudu
" Bazı zamanlar sessizlik, en feci gürültüden bile daha rahatsız edici oluyor, insan o sessizlikte damarlarında kıvrılan kanın şırıltısını, kafesinde solup giden kalbinin belli belirsiz kıpırtısını işitir hale geliyor, deliliğin uçurumuna sürükleniyordu. Bir de mutlak sessizlik vardı ki o en kötüsüydü."
Sayfa 214Kitabı okudu
" İnsan konu her ne olursa olsun, emeğinin karşılığını almak istiyordu. Bu karşılık sırasında ölümle tanışma ihtimali olsa dahi bu böyleydi."
Sayfa 209Kitabı okudu
" Geçmişte kalan güzellikler küçücük oldukları için eriyip gittiklerinden geçmişin kapısını kilitlemek, aynı şekilde devam eden bugünü hızla geçip gitme isteği ve umut tükendiğinden yarını hayallerle süslemekten, geleceği bir sığınak olarak görmekten vazgeçmek... Ölü doğulmuş, ölü devam edilmiş olabilirdi ama yarının bir doğuma gebe olmadığını kim bilebilirdi ? Yarını da yitirdiğine kani olan bir insan susmaktan başka ne yapardı ki ? Konuşmak o saatten sonra çok lüzumsuzdu..."
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
" Etrafa saçılan kırıntıları yiyen birisi nasıl yemek yemiş sayılmazsa mutluluğun ancak kırıntılarını tatmış birisi de yaşamış sayılmazdı."
Sayfa 199Kitabı okudu
" Savaş, acımasız bir kumar oynatıyordu ve insanlar bu kumara uzuvlarını, akıllarını, canlarını yatırıyorlardı."
Sayfa 193Kitabı okudu
" Yaşama arzusu öyle güçlü bir histi, akıl da öyle deli dolu bir kaptandı ki insan yaşamdan çok ölümün kol gezdiği anlarda bile az sonra karşılaşacağı zorlukların hesabını yapabiliyor, onların derdine düşebiliyordu... Kendi aklından aşan, kendi yüreğinden taşan, ender mi ender bir varlıktı insanoğlu..."
Sayfa 192Kitabı okudu
" Kan kokusunu çiçek kokusundan daha çok duyumsamaya, kuş sürüsünden çok mermi sürüsü görmeye, yapraktan çok şarapnel saçıldığına şahit olmaya başlamış kişilerin zihinleri, canlı kabuslar görmeye meyilli hale gelir, olmayan şeyleri dahi görüp duymaya başlar."
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
" Önünde uzanan topraklara aşkla baktı. Karanlık, bazı şeylerin güzelliğine sekte vuramıyordu. Vatan toprağı onlardan birisiydi. Ah, ne güzel şeydi şu vatan, ne güzel şeydi..."
Sayfa 186Kitabı okudu
Zaten deliler, bu sözde akıllılar dünyasına ayak uyduramadıkları için deliydiler. Indeed, the mad were mad because they couldn't adapt to this so-called world of the wise.
" Zira zor şartlarda doğan insanlar, hayatın üvey evlatları, çile hamallarıdır. Hayatın olmayan terazisi yüzünden, onlara bu görev düşmüştür. Hayat, göz kararı paylaşım yapan insafsız bir üvey baba edasıyla öz çocuklarına dertleri kum tanecikleri gibi küçük zerreler halinde verirken üvey çocuklarına çöller halinde dağıtır. Bu yüzden onların mesaisi ancak ölünce biter, en rahat döşekleri de mezarları olur. Pek çoğu, ilk hediyesini öldükten sonra alır. İnsanların hazin şekilde, öylece bakıp geçtikleri o mezarlık çiçekleri, aslında pek çok üvey evladın ömrü boyunca görmediği bir inceliktir..."
Sayfa 184Kitabı okudu
" İnsanı yaşlandıran şey zaman değil, kederdi."
Sayfa 181Kitabı okudu
" Belli ki Mustafa Kemal'i Mustafa Kemal yapan feragat ettiği uykular, savaşın göbeğinde bile başıboş bırakamadığı kitaplardı. Bir yeniden doğuş mümkünse bunu yapacak kişi oydu."
Sayfa 172Kitabı okudu
648 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.