Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

James Levin

James LevinSınıf Yönetimi İlkeleri yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
86
Görüntülenme

James Levin Gönderileri

James Levin kitaplarını, James Levin sözleri ve alıntılarını, James Levin yazarlarını, James Levin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
361 syf.
10/10 puan verdi
Öğretmenin Alet Çantasının Vazgeçilmez Kitabı Bu Olabilir
Bu inceleme ve bu kitaptan yaptığım alıntıları medium hesabımdan okumak için tıklayınız: sametonurr.medium.com/2e4687af908b James Levin ve James F. Nolan ikilisinin ortak çalışmasının sonucu olan "Sınıf Yönetimi İlkeleri" 2022 yılında Amerika'da yayımlanmış. Alt başlığı "Bir Profesyonel Karar Verme
Sınıf Yönetimi İlkeleri
Sınıf Yönetimi İlkeleriJames Levin · Palme Yayınevi · 20221 okunma
Başarı ve Uyumsuz Davranış Arasındaki Bağlantı
Çoğu öğrenci uyumlu, üretken davranışlar sergiler ve başarılı olduklarında kendilerini iyi hissederler. Makul bir başarı derecesi ile karşılaşmayan öğrenciler hüsrana uğrar ardından cesaretleri kırılır ve davranışları uyumsuz ve yıkıcı hale gelir.
Sayfa 330
Reklam
Öğrenciyi Etkilemede Öğretmenin Israrının Tılsımı
Kronik davranış problemleri sergileyen öğrencileri etkilemek için inanca dayalı tekniklere geçmeden önce, ilişki kurmanın, umutsuzluk döngüsünü kırmanın ve motivasyonel konuşmaların öğretmenlerce adanmışlık, sebat, sabır, öz kontrol gerektirdiğinin altını çizmek gerekir. Bu stratejiler, bir gecede her şeyi tersine döndürmeyecektir. Bazen birkaç hafta veya ay boyunca herhangi bir somut fayda sağlamazlar. Aslında, davranış genellikle başlangıçta daha da kötüleşir. Daha önce yetişkinlerin tacizine uğramış veya yetişkinlerce terk edilmiş öğrenciler, uzlaşma önerilerinize dirençli olacaktır. Deneyimleri onlara, yetişkinlere güvenmek yerine kendilerini korumaları gerektiğini söyler. Sonuç olarak, onları manipüle etmeye veya kandırmaya çalışan yetişkinleri uzaklaştırmak için genellikle olumsuz tepki verirler. Bunun yanında, otorite konumundaki yetişkinlerin şefkatli davranışları onlar için bir anormallik teşkil eder. Bilişsel uyumsuzluk oluşturur. Bu durumun nasıl yorumlanacağından emin olmazlar. Gerçek olamayacak kadar iyi görünür. Uyumsuzluğu çözmeye çalışırken, egolarını korumak açısından onlar için en güvenli davranış dirençli ve olumsuz olmaktır. Yetişkinin ısrarcı, şefkatli davranışı bu tür öğrencilerin güvenmeyi ve pozitif tepki vermeyi öğrenmelerine yardımcı olmak için son derece önemlidir. Onlarla ilişkiyi sürdürmek, doğamızda olan o ödeşme veya vazgeçme arzusunu görmezden gelmek, profesyonel davranıştaki nihai hedefi oluşturur. Yapması son derece zor olsa da uzun vadede kronik davranış problemleri olan öğrenciler için gerçek bir farklılık oluşturan tek şey budur.
Sayfa 299
Öğrenciye Geri Bildirim ve Teşvik Edici İletişim
Kronik davranış problemleri olan öğrenciye verilen geri bildirim, her zaman öğrencinin yapamadıklarından ziyade yapabileceklerini vurgulamalıdır. Örneğin, kronik davranış problemleri olan bir öğrencinin öğrenmesi gereken materyale yönelik yapılan geçerli bir sınava girdiğini, başarılı olmak için uyumlu bir çaba gösterdiğini ve sınavdan 67 aldığını düşünelim. Çoğu sınıfta, bu durumda öğrencinin alacağı tek mesaj başarısızlık olacaktır ve bu da öğrencinin kendi yetersizlik duygularını pekiştirecektir. Ancak, durumu daha objektif olarak incelersek, sınavın geçerli ve adil bir sınav olduğunu varsayarak, öğrencinin bilmediklerinin iki katı kadar bildiğini görebiliriz. Bu, 67'nin iyi veya kabul edilebilir olduğu anlamına gelmez, ancak öğretmen, öğrencinin başarısız olduğunu iletmek yerine, onun gerçekten öğrendiğine işaret edebilir ve sonra bu sınırlı başarıyı, onu öğrenmeye devam etmeye teşvik etmek için kullanabilir. Teşvik edici iletişim kullanmak, öğrenciyi kısa vadeli hedef belirlemeye dahil etmek, çaba ve gelişmeyi vurgulamak ve öğrencinin davranış ve performansının pozitif yönlerine odaklanmak öğrencinin yeterlilik duygusunu artırabilir. Öğrencilerin başarısızlığını yetenekten çok çabaya bağlamayı öğrenmelerine yardımcı olmak (bkz. 7. Bölüm), öğrencilerin yeterlilik duygularını yok etmeden başarısızlıkla başa çıkmalarını desteklemek için güçlü bir araçtır. Tersine, başarısızlığı yeteneğe yüklemek, yeterlik duygusuna önemli ölçüde zarar verir.
Sayfa 288
Kronik Davranış Problemi Olan Öğrenciyi Karşı Taraf Olarak Görmek
Çoğu kronik yıkıcı davranış durumunda, öğretmen öğrenciyi çatışmada karşı taraf olarak görür. Kronik davranış problemlerini çözmede başarılı olan öğretmenler, kendilerini öğrencinin yanında görürler, problemin üstesinden gelmek için birlikte çalışırlar. Hiçbir öğretmen akademik problemleri olan bir öğrenciyi karşı taraf olarak görmeyecektir. Bunun yerine, öğretmek için başka yollar aramak üzere öğretmen muhtemelen deneyim ve bilgi tabanını araştıracak ve belki de daha deneyimli profesyonel akranlarına danışacaktır. Aynı paralellik, kronik yıkıcı davranış sergileyen öğrenciyle de kurulabilir. Hata bulmak yerine, öğrencinin yanında olmaya çalışın ve konuyu eğitim odaklı olarak ifade edin, örneğin, “Öğrenci nasıl saygılı davranacağını anlamıyor”. Matematik öğretmek, öğretmenin işi olduğu gibi saygıyı öğretmek de öğretmenin işidir. Bu, öğretmenin bir öğrenci hakkında ne hissettiği genellikle öğrencinin öğretmen hakkında ne hissettiğidir şeklinde özetlenebilecek başka bir paralel süreçtir. Her şey öğretmenin öğrenciyle ilgili hisleriyle başlar.
Sayfa 284
Öğretmenin Yetersizlik Hissi ve Öğrenciyi Sevmek Üzerine
Yeterlilikle ilgili bu şüpheler, öğretmenin bir öğrencinin davranışını kontrol edebileceğine ilişkin yanlış yorumundan kaynaklanmaktadır. Bu metinde sürekli olarak belirttiğimiz gibi, öğretmen sadece öğrencinin davranışını etkileyebilir ve tepki verebilir. Kendi davranışı dışında hiç kimsenin davranışını kontrol edemez. Bir öğretmen, işinin
Sayfa 281
Reklam
Öğrenciler Bazı Durumlarda Nasıl Uygun Davranacaklarını Bilmezler
Öğrenciler hayatlarında pozitif yetişkin rol modellerinden yoksun olduklarından, özellikle zor veya uğraştırıcı durumlarda kimse onlara nasıl uygun şekilde davranacaklarını öğretmekle uğraşmamıştır. Bu nedenle, öğretmen gerçekten öğrencilerin pozitif davranmasını bekliyorsa, öğrencilerin bunu yapmak için gerekli bilgi ve becerileri edinmelerine yardımcı olmaya istekli olmalıdır. Eğer bu öğrenciler, bu becerileri geliştirmezlerse, sürekli başarısızlık ve mutsuzluk riski altındadırlar. Ayrıca, öğretmenler yıkıcı davranışlar sergileyen öğrencinin geleceği ile ilgili kaygı duysalar bile, istenmeyen davranışların diğer öğrencileri öğrenme hakkından mahrum bırakmamasını sağlamakla da yükümlüdürler. Bu nedenle, kronik istenmeyen davranışların devam etmesine izin verilmemelidir.
Sayfa 276
Öğrencinin Davranışını Kim Seçer?
Unutmayın, öğrenciler aslında nasıl davranacaklarını kendileri seçerler. Öğretmenler öğrenci davranışlarını kontrol edemezler; sadece onu etkileyebilirler.
Sayfa 265
Öğrenciye Karşı Sözlü Müdahalede Mizah ve Alayın Farkı
Sözlü müdahale olarak kullanılan mizah, öğretmene veya duruma yöneliktir veya öğretmenle veya durumla gır gır geçmektedir, alaycılık ise öğrenciye yöneliktir veya öğrenciyle dalga geçmektedir. Mizah olarak düşünülen niyetin alaya dönüşmemesi için bu ayrımı akılda tutmak önemlidir.
Sayfa 257
İstenmeyen Davranış Sergileyen Öğrenciye Seslenmek
İstenmeyen davranış sergileyen bir öğrenciye seslenmek, dersin akışını kesmeden ve öğrenciyle karşı karşıya gelme riskine girmeden öğrencinin dikkatini tekrar derse çekmek için incelikli ama etkili bir tekniktir. Sorun davranışlar sergileyen öğrencilere hitap etmenin iki olası biçim vardır. Bazı öğretmenler önce öğrencinin adını belirtir ve sonra bir soru sorar; diğerleri ise önce soruyu sorar ve sonra öğrenciye hitap ederek ona söz verir. İkinci teknikte öğrenci soruyu duyamadığı için her zaman öğrencinin şaşırmasına ve başarısız olmasına neden olur. Bu tekniği kullanan öğretmenler çoğu zaman ortaya çıkan mahcubiyet ve sessizlipin ardından öğrencinin soruya neden yanıt veremediği ve derste dikkatli olmanın neden önemli olduğuna ilişkin yorumlarda bulunur. Böyle yaparak öğretmenin "İşte yakaladım” diyebilmesi için kendini bir nebze tatmin etse de önce öğrencinin ismini söyleyip sonra soru sorulması tercih edilmelidir. Öğrencinin adını önce kullanmak öğrenciyi utandırmadan dikkatini başka yöne çekme hedefine daha uygun olacaktır. Her iki durumda da öğrenci soruyu cevaplayamıyorsa bile öğretmen onlar derse dikkatini veriyormuş, ancak yanıtı bilmiyormuş gibi davranmalıdır. Öğretmen soruyu başka bir şekilde ifade edebilir, ipucu verebilir veya soruyu başka bir öğrenciye sorabilir.
Sayfa 256
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.