Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jean Gimpel

Jean GimpelOrtaçağda Endüstri Devrimi yazarı
Yazar
8.2/10
7 Kişi
34
Okunma
0
Beğeni
973
Görüntülenme

Jean Gimpel Gönderileri

Jean Gimpel kitaplarını, Jean Gimpel sözleri ve alıntılarını, Jean Gimpel yazarlarını, Jean Gimpel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fransa'da ise, krallık 15. yüzyıla gelinceye dek feodal egemenlerden bu tür vergiler alma yoluna gitmemiştir. Belki de kralın gücü bu feodal beylerden kimilerine yetmediği için bu tür isteklerde bulunmamıştır; ama asıl neden Fransa'da zengin altın ve gümüş yataklarının bulunmamasıydı. Fransa'nın zenginliği tarımından ve endüstrisinden kaynaklanırken, orta Avrupa'nın varlığı yeraltı zenginliklerinde yatıyordu.
Sayfa 70
Amerika'nın endüstriyel atılımcılığının kimi alanlarda diğer Batı ülkelerince -ki bunlara Japonya'yı da katıyorum- aşılmış olmasına karşın bu sınırlı ilerlemeler, tüm Batı Uygarlığı'nın kendi tarihsel döngüsünün sonuna yaklaşmakta olduğu gerçeğini örtbas edemez. Düşüncede köklü bir değişim olmadan, böylesine önemli ve ciddi bir akım tersine döndürülebilir mi; bir zamanların büyük bir uygarlığı yeni bir tarihsel döngüyü başlatabilir mi? Bu bağlamda verilebilecek tek örnek, yüzyıllarca süren bir çöküş döneminden geçip geelen Çin'dir. Bu ülkenin 1947'de benimsediği devrimci politika, uzun tarihinde, psikolojik itici gücü ile teknolojisinin birbirine koşut biçimde ilerlediği bir gelişme, yani büyüme dönemini ikinci kez yaşama olanağını elde edebileceğini gösterebilir. Çin belki bin yıldan da fazla sürecek bir tarihsel döngünün eşiğinde bulunuyorken, Batı Uygarlığı, bin yaşını çoktan doldurmuş bir döngünün son günlerini yaşıyor.
Sayfa 243 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Reklam
Herhangi bir uygarlığın gelişmişlik çağı, ekonomisinin gerilemeye başlaması ile eşzamanlıdır; ya da bir karşılaştırmalı uygarlık tarihçisinin deyişiyle, "Herhangi bir uygarlığın gelişmişlik sürecinin doruğuna varışı, ekonomik gerileme sürecine girdiği an beklenmelidir. "² ²J.B.Clough, The Rise and Fall of Civilization (New York: Columbia University Press, 1961), s. 7.
Sayfa 241Kitabı okudu
Teknoloji tarihi konusundaki bilgisizliğimiz, çağımızın sosyo-ekonomik evrimini tam olarak kavramamızı engellediği gibi, geçmiş dönemlerin görüntüsünü de donuklaştırmaktadır. Bizler tarihin gerçek anlamda ilk teknolojik toplumunda yaşadığımız kanısını taşıyoruz. Çevremize baktığımızda görebildiğimiz tek şey de bilim ve teknik alanındaki sürekli ilerleyiştir. Oysa Batı Uygarlığı, üçüncü bin yıllık dönemi de büyük ölçüde kapsayacak bir duraklama dönemine girmiştir. Bu nedenle, bilim adamlarının söz konusu kanıyı düzeltmeleri gerekir.
Sayfa 231 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
John Ball, 1381
"Değerli dostlar, İngiltere'de her şey paylaşılmadıkça, kulluk kölelik de, beylik patronluk da artık tümüyle son bulmadıkça, kendi kendimizin efendisi olmadıkça hiçbir şey düzelmez. Bizlere nasıl böyle kötü davranabiliyorlar! Ne hakla bizi kendilerine kul köle yapabiliyorlar? Hepimiz aynı soydan, Adem ile Havva'dan gelmiyor muyuz? Hangi nedenlerle, hangi kanıtlarla bizlerin efendisi olduklannı ileri sürebiliyorlar? Onlar kadifeden, ipekten giysiler giyer, samur kürklere bürünürlerken bizlere aba giyrnek düşüyor. Onlar şarabın da, türlü türlü baharatın da, ekmeğin de iyisini yiyip içerken, bizler çavdarla ya da artık ve döküntü şeylerle yetinmek durumunda kalıyoruz. Onlar dayalı döşeli villalarda otururlar, bizlerinse, fırtına, yağmur, çamur demeden çalışmaktan başka neyimiz var? Onlar bu şatafatlı yaşamlannı bizlerin emeğine borçlular."
Sayfa 210 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Bilimsel araştırma yapmak isteyip de çeviri yapıtların kendilerine ulaşmasını bekleyecek denli sabırlı olmayan bilim adamları ve öğrenciler, aritmetik, müzik, geometri ve gökbilimi dörtlüsü (quadrivium) üstüne eğitim-öğretim yapan Avrupa kentlerinden biri olan Toledo'ya gidiyorlardı : "Bizim zamanımızda tümüyle quadrivium'a dayalı Arap öğretisini yığınlara sunan okullar Toledo'da yoğunlaşmıştı. Ben de bu dünyanın en bilge filozoflannın derslerini izlemek için bu kente koştum"⁶ diye yazan Daniel de Morley, dinsiz* Arapların öğretisinden hayranlıkla söz ederken ya da geçmişin bu inançsız filozoflarının düşüncelerine bel bağlarken hiç de rahatsızlık duymuyor: "Dünya'nın yaratılışı üstüne tartışırken kilisenin öğretisi yerine dinsiz filozofların görüşlerine yönelirsem, kimse beni kınamasın. Bunlar inanmış kişiler sayılmasalar da, öğretilerine, içtenliklerine güvenebildiğimiz sürece bilgilerinden yararlanmak durumundayız."⁷ * Hıristiyanlar kendi inançlanna bağlı olmayanlara "dinsiz" ya da "kafir" diyorlardı.
Sayfa 171 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Reklam
Realite..
12. yüzyıl Rönesansı ile sonraki daha ünlüsü arasında temel bir fark söz konusu idi. İlki esas olarak felsefeye, bilime yönelirken, ikincisi sanata, edebiyata ağırlık veriyordu. Avrupa'nın her yanında bilginler, var olan tüm bilimsel ve teknik yapıtların çevirilerini ülkelerine kazandırmak için hummalı bir çaba içine girmişlerdi. Yunanca bilimsel yazının önemli bir bölümü -ek yorumlar, açıklamalar eşliğinde­- Arapçaya çevrilmiş olduğundan, bu geniş bilgi birikimini Avrupa toplumuna sunmayı amaçlayan İngiliz Bath'lı Ade­lard ya da İtalyan Cremona'lı Gerard gibi bilim adamları Arapça öğrenmişlerdi. İspanya'nın Toledo kentinde, Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman çevirmenlerce oluşturulan çeviri ekipleri yalnızca Yunancadan değil, özellikle tıp, gökbilimi, aritmetik, cebir ve trigonometri üstüne, Arapçadan da Latinceye çeviriler yapmışlardı.
Sayfa 170 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
"Nesnelerin nedenlerini anlayıp kavrayabilenler, mutlu insanlardır."
Sayfa 169 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Batı Avrupa Kilisesi'nin (Roma Kilisesi) tutumunda kendini gösteren bu değişiklik, Ortaçağ endüstriyel devrimi diye adlandırdığımız sürecin açıklığa kavuşturulması ya da kavranması açısından hayli önemlidir. Çünkü bu değişiklik, yeni teknolojilere, yeni düşüncelere yönelişin habercisi olmuştur. Bizans Ortodoks Kilisesi'nde teknolojik yenilikleri benimsemeye, yeni düşüncelerle uzlaşmaya yönelik bir eğilim söz konusu değildi. Ortodoks papazlarının, mekanik saati 20. yüzyıla dek Ortodoks Kilisesi'ne sokmamakta direnmeleri, onların dinsel geleneklere ne denli ödünsüz bir biçimde bağlı olduklarının çarpıcı bir kanıtıdır. Ortodoks inanca göre, zamanın sayısal olarak saatlere, dakikalara, saniyelere bölünmesiyle Tanrısal sonrasızlık arasında en ufak bir ilinti olamazdı; o nedenle böyle bir aygıtın kiliseye kurulmasına izin vermek bağışlanmaz bir günah olurdu. Öte yandan, Roma Katolik Kilisesi'nde mekanik araçlara karşı böylesi bir önyargı bulunmadığından, kiliselerin ön yüzlerine ya da kulelerine saat yerleştirilmesinde bir sakınca görülmüyordu.
Sayfa 164 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
1370'te Paris'teki Royal Palace'ın kulelerinden birinin üzerinde bir meydan saati vardı. Şimdi Palais Bulvarı köşesinde, quai de l'Horloge'da (Saat Rıhtımı) duran bu saate Kral V. Charles o denli büyük bir ilgi duymuştu ki, biri Hôtel Saint Paul'a diğeri de Chateau de Vincennes'e olmak üzere iki tane daha yaptırmıştı. Kral bununla da yetinmemiş, tüm Paris halkının özel, ticari, endüstriyel etkinliklerini bu eşit saat dizgesinin temposuna uydurmalarını; dahası, Paris'teki kiliselerin de çanlarını bu krallık saatine göre çalmalarını buyurmuştur. Kral V. Charles, kiliselere çanlarını altmış dakikalık aralarla çalma zorunluluğu getirmekle , kilisenin dinsel egemenliğini kırma doğrultusunda kararlı bir adım atmış oluyordu. Bundan böyle kilise, burjuva sınıfının materyalist çıkarlarına boyun eğecek ve dinci-kutsalcı tutumundan, uygulamalarından uzaklaşacaktı.
Sayfa 164 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Reklam
Modern endüstri çağına damgasını vuran kilit aygıt saattir, buharlı makine değil. (...) Bu kusursuz, otomatik cihaz, çağdaş teknolojinin başlangıcında bir mucize gibi doğmuştur. (...) Kullanılabilecek enerji miktarlannın belirlenmesi, standardizasyon, otomatik devinim, son olarak da kendi işlevi olan zamanı doğru biçimde bildirme bakımlarından saat, günümüz teknolojisinin yarattığı en önemli makine olmakla kalmamış, sonraki dönemlerde de öncülüğünü korumuştur. Bugün, başka makinelere yönelik yetkinlik düzeyinin belirlenmesinde saat örnek alınıyor.⁵ ⁵Lewis Mumford, Technics and Civilization (New York: Harcourt Brace, 1939), s.14-15.
Sayfa 145 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Ortaçağ insanı makinelere öylesine düşkündü ki, bir makine gibi algıladığı evrenin çarkını meleklerin dördürdüğüne inanıyordu. Provence yöresine ait bir elyazmasında, bu tür bir göksel çarkı döndüren kanatlı iki melek betimlemesi vardır.
Sayfa 143 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
14. YY
Üretilen malın maliyetinin yüzde 60'ını işçilik oluşturuyordu. İşçiler her türlü haktan yoksun oldukları gibi, ücretleriyle ilgili olarak başvurabilecekleri bir makam da yoktu. Düzenli olarak gelen müfettişlerse işçilerin yakınmalarına değil de, yönetmeliklere uyulup uyulmadığına bakıyorlardı. Kurallara karşı gelmeye yeltenecek işçilerle başa çıkmak için loncaların kendi polis örgütleri ve hapishaneleri vardı. Böylece, tekstil endüstrisi düzenli ve verimli bir biçimde etkinliğini sürdürdü. (Ama yalnızca, toplam nüfusun ancak yüzde 2'sini, ya da aile üyeleri de hesaba katılacak olursa, yüzde 5-10'unu oluşturan bir mutlu azınlığın temsilcileri olan işverenlerin yararına.)
Sayfa 101 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
...Bu yeni dönemin ekonomi felsefesini hiçbir şey, insanı başarısına göre, üretimini ise para karşılığıyla, -yani ücretle- değerlendiren bu materyalist yaklaşımdan daha çarpıcı bir biçimde anlatamaz. Bu yaklaşım, diğer bir deyişle "işçiyi", yatırım ve parasal kazançlar, risk, kar-zarar, alacak-verecek hesaplamalarından oluşan karmaşık bir sistemin küçük bir halkası haline getirmiştir.¹⁰ ¹⁰
Arnold Hauser
Arnold Hauser
Sanatın Toplumsal Tarihi - Cilt 1
Sanatın Toplumsal Tarihi - Cilt 1
Sayfa 101 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
Her nesilde aç gözlüsün, her devirde zalim..
Ortaçağda Avrupa'da doğal çevrenin yıkıma uğratılmış olduğu bir gerçektir. Doğal kaynakları hoyratça kullanan Ortaçağ insanı, çok geçmeden bunun olumsuz sonuçlanyla karşı karşıya geldi. İlk olumsuzluk da giderek kıtlaşması nedeniyle kereste fiyatlarının önemli ölçüde artmasıydı. 13. yüzyılda Fransa'nın kuzeyinde, Douai dalaylannda kereste çoktan o denli az bulunur ve pahalı bir nesne durumuna gelmişti ki, alt gelir grubundan aileler ölüleri için tabut bile yaptıramaz duruma düşmüşlerdi. Cenazeler, kiralanmış tabutlarla kaldırılıyordu; mezarlıktaki tören bitince de, sahibi cenazeyi mezara yuvarladıktan sonra, tabutu alıp yine kullanılmak üzere geri getiriyordu.
Sayfa 75 - The Medieval Machine- The Industrial Revolution of the Middle Ages, Jean Gimpel, 1976, TUBİTAK Popüler Bilim Kitapları 38, Altıncı Basım Kasım 2004, [ISBN: 975-403-061-8]Kitabı okudu
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.