Jean Maisonneuve sözleri ve alıntılarını, Jean Maisonneuve kitap alıntılarını, Jean Maisonneuve en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu tinsel boyuta uygun olarak, kişinin kendi bedeniyle ilişkisi de kişisel ve sosyal kimlik duygusunun oluşumda önemli bir rol oynar.
Her zaman var olduğunu bilsek de, bu yaşantıya verilen değer ve dikkat farklı dönemlere ve kültürlere göre farklılık göstermiştir. Bu konuda, tutumların güncel ve açık gelişimi ne göz atmak gerekir. Gerçekten de bugün geleneksel değerlerin hedefinden sapmasıyla ortaya çıkan bir tür “bedencilik”ten, bedene dönüşte küçümsenemez kişise! tutunma noktasından, bahsedilebilir: Bedensel yaşantı, eski dönem lerde temel olarak kontrol ve hâkimiyet zorunluluğunun nesnesi olarak görülmüştür, oysa bugün bambaşka bir an lam kazanmıştır. Kişilerin bedenleri hakkındaki algı, his ve konuşmalarındaki bazı değişiklikler bu gelişimin en açık göstergesidir. Doğal konuşmalarda olduğu kadar sistematik mülakatlarda da kişiler önce bu konuyu ele almak konusunda çekimser davranırlar; duyumsal dinlemeye ve kösnül hazza karşı gösterilen dikkatin fazlalaştığı gözlenir.
Ayrıca, bedensel yaşantıyı daha değerli kılan varoluşçu tarz da konuşma geliştirme eğilimi de ortaya çıkar. Bedensel yaşantı, çaba ve rahatlama, sağlık ve hastalık, hijyen ve haz başlıkları altına gızlcnse de, bedenin ve ruhun birliğinden doğan his ve uyum; “kendiyle barışık olma" ideali, diğer kişiler ve doğayla meşgul ve temasta olma hali vurgulanmıştır.
Kitle toplumculluğunda, katılım temel olarak bazı durumların ya da dış etkenlerin benzerliğine dayanırken, burada kolektif bir uzlaşma anlamına kavuşmaktadır. Ortak normların gücüne birebir maruz kalınmaz, ama bu güç ka bul edilir, hatta onaylanır, bu normların bazı koşullarda kişisel olarak kullanılma esnekliği vardır: Kişi, topluluklarda kendini aynı anda başkalarından farklı bir özne ve kutsallık gördüğü, uğruna fedakârlıklarda bulunduğu bir bütünlüğün üyesi olarak tanımlayabilir; “dayanışma”nın yerleştirildiği nokta da tam olarak budur, yalnızlık ve baskıcı yakınlığın tam ortası. Ancak hem anarşik hem de totaliter eğilimler söz konusu olabileceğinden bu dengeyi kurmak ve muhafaza etmek oldukça zordur.