"Erkekler bazen gümüşçülerin yaptığı aynalar gibidir. En iyileri bile soğuk ve serttir ama iyi parlatırsan onlara gösterilen şeyi yansıtırlar."
"Peki ya en kötüleri?"
"En kötülerine karşı önlem almalısın, çünkü bir kadının gözyaşlarına değmezler."
Aşk, seneler boyunca yan yana yaşamaktan oluşan sıcak bir sevgi, birlikte çocuk yapmanın neşesini paylaşmak ve birini kaybedince yaşanan hüznü paylaşmaktı. Bir adamın korumasına duyulan saygı ve minnettarlıktı. Birlikte bir hayatı inşa etmekti.
Serinin önceki kitabında üç kız kardeşten en büyüğü Isabel 'in hikayesiydi.
Serinin ikinci kitabı Bir Söze mahkum da ise ortanca kız kardeş Catherine'in hikayesi anlatılıyor. Üç güzel kızların laneti.
Bir av partisinde Kral'ın koruması altında olan Cate bu organizasyon sırasında bir saldırıya uğrar ve kaçırılır...Ve Seksi İskoç savaşçısı Ross Dunbar onu bu saldırganlardan kurtarır.. Bir geceyi birlikte geçirmek zorunda kalırlar.. Ross gerçek bir beyefendi olsa da dönem şartları yüzünden onunla evlenmek zorundadır. Aslında bu saldırıyı planlayanın amacı tam da budur. Ross istemeden de olsa onun yerini almıştır... Gerçi pek istemeden de sayılmaz. Çünkü tüm gün ve avda gözleri hep Catherine'in üzerindeydi.
Kral ikisinin evlenmesine karar verir. Ama Catherine daha önceden Ross ile evlenmek istemediğini Ona söylemiştir. Ve Ondan da kabul etmemesi için söz almıştır. Ama pek planladıkları gitmez işler. İkisi birbirlerinden etkilenip aşık olurlar. Ve bir sürü entrika ve ihanetler olur.
Bir Söze MahkumJennifer Blake · Epsilon Yayınları · 201537 okunma
İlk kitaptan bir tık daha iyiydi. Yine kesin okumalısınız türünden bir kitap değil zaten seride yarım kalmış maalesef son kitabı yok. Kitaplığımda duruyordu okudum ve aklımdan çıkmış oldu.
Tudor kralı İskoç Ross Dunbar'ı sarayında tutarken Leydi Catherine Milton'a da vasilik yapmaktadır. İkisi bir geceyi ormanda geçirmek zorunda kalınca Kral evlenmelerini emreder. Dunbar bir İngiliz gelin almak için ailesini silmek zorundadır. Catherine ise üç güzeller lanetinin Dunbar'ı etkilenmesinden delicesine korkar. Çünkü Ross bir kadının sahip olabileceği en muhteşem erkektir. Lanetin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine ise aşk karar verecektir.
"Şimdi ne var? Utangaç olduğuna inanmamı bekleme."
Ross kısık sesle ve nefes almadan güldü. "Hayır ama gömleği çıkartmak için kemerimle kürk torbamı da çıkartmam gerekecek."
"Yap öyleyse."
"Kemerimi çıkartırsam İskoç örtüsünü tutacak bir şey kalmayacak ve size söylemeliyim ki biz İskoçlar, İngiliz erkeklerin mahrem bölgelerini örtmek için giydiği iç çamaşırlarından giymeyiz."
Bir Söze MahkumJennifer Blake · Epsilon Yayınları · 201537 okunma
Sanırım uzun zamandır okuduğum en kötü kitaplardan biriydi. Konu ve karakterler açısından değişik olsa da yazarın anlatımından olayların gidişatından hoşlanmadım. Evet ortada bir aşk vardı ama o aşk nereden çıktı onu bile anlayamadım. Okumaya değmez zaten 3 kitaplık bir seri sadece 2 tanesi çıkmış diğerini de okuyup kitapları kaldırıcam.
Leydi İsabel kendinin ve kardeşlerinin lanetli olduğunu onlarla aşık olmadan evlenecek adamların öleceği yalanını uzun zaman sürdürmüş ve evlilikten böylece kaçmıştır. Fakat bu kaçış Tudor Kralı tarafından verilen emirle Sör Rand'ın karısı olmasıyla son bulur. Sör Rand evliliklerinin ilk günlerinde krala ihanetten kuleye kapatılır ve idam gününü beklemeye başlar fakat Leydi İsabel masum olduğunu düşündüğü adamı kurtarmaya kararlıdır.
"Çünkü ben onlar kadar üçkağıtçıyım. Benim de aklımda krallar ve kraliçelerle hiç ilgisi olmayan tek bir şey var."
"O neymiş?"
Derin bir arzuyla, "Bir hanımın dudaklarının diğer işlevlerini sana göstermek," dedi. "Özellikle de küçük, keskin, pembe dilinin."