John Simmons Barth (27 Mayıs 1930) ABD'li romancı ve kısa hikâye yazarı. Postmodernist yapıtlarıyla bilinir.
John Barth Cambridge, Maryland'de doğdu. Johns Hopkins üniversitesini 1951'de bitirdi. Penn Eyalet Üniversitesi'nde 1953-65, Buffalo Üniversitesi'nde 1965-73, Boston Üniversitesi'nde 1972-73 ve Johns Hopkins Üniversitesi'nde 1973-95 yıllarında profesörlük yaptı. 1995'de emekliye ayrıldı.
Okur! Sen, inatçı, hakaret edilemez, baskı odaklı piç, bu canavarca kurgunun içinden hitap ettiğim sensin, başkası değil. Beni buraya kadar okudun, o zaman? Buraya kadar bile? Ne gibi yüz kızartıcı bir gerekçeyle? Nasıl oluyor da bir filme gitmiyorsun, televizyon izlemiyorsun, bir duvara bakmıyorsun, bir arkadaşınla tenis oynamıyorsun, şehvet dolu tekliflerden bahsettiğimde aklına gelen kişiye şehvetli teklifler sunmuyorsun? Hiçbir şey seni bıktıramaz mı, doyuramaz mı, keyfini kaçıramaz mı? Utancın nerede?
Akıbeti neşeyle ve tümüyle kabul etmek kuşkusuz bir hazineye sahip olmak demektir, onun anahtarı da anahtar ve hazinenin aynı şey olduğunu anlamaktır.
Bir hikayede büyülü olan sözler diğerinde büyülü değil. Gerçek büyü hangi kelimelerin, ne zaman ve ne için işe yaradığını anlayabilmek; işin hilesi hileyi öğrenmek.
Çok ilginç bir kitap. Bir o kadar da masalın aslını bilmeden bağlantı kuramayacağınız bir novella. Üç masaldan oluşuyor. Birincisi Binbirgece Masalları, ikincisi Yunan Mitolojisi Perseus ve Medusa ile ilgili bir efsane,üçüncüsü ise Bellerophone yine bir Yunan efsanesi...Masallara değişik bir tarzla yaklaşmış ve masalların sonucunu değiştirerek kendi çapında deneysel edebiyat çalışması yapmış.Olayları cinsî boyuttan ele almaya çalışmış. Feminizm ve erkek şovenizmi üzerinde durmuş tüm hikayelerde.
Belki çeviri biraz daha farklı olsaydı beğenirdim. Olayların içine girmekte çok zorlandım.Tavsiyem şu ki masalların orijinal halini okumadan bu kitabı okumayın. Çok ilgimi çekmedi, beğenemedim. Okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim.
John Barth is the most important postmodernist novelist and his works of art fiction and reality somehow is complicated. It becomes difficult to decide which one is real and which one is fiction. Blurring and uncertainty is so immense that sometimes it is problematic to understand what is happening and what is going on this story. In the story we