Okur, bir çakıp bir sönen ışık altında yürümüş gibi, ayrıntılara dikkat etmeli ve ipuçlarını, gözden kaybolmadan önce, not etmelidir. Kitabın bölümlerinin her birinde okur, tıpkı empresyonist bir romanda olduğu gibi, tüm karmaşıklığı ve teferruatıyla, aydınlık ve loş köşeleriyle, henüz tanıştırılmadığı bir aktör kalabalığının ortasında, isimlerin, yerlerin ve özgeçmişlerin yumak olduğu bir sahneyle karşı karşıya bulur kendisini .