John Monaghan kitaplarını, John Monaghan sözleri ve alıntılarını, John Monaghan yazarlarını, John Monaghan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Mektuplarımızı aldık ve hepimizin mektupları aynısını söylüyordu. Eşlerimiz, altı haftadır bizden mektup almadıklarını yazmışlardı. Oysaki hepimiz oldukça sık yazıyorduk."
"Türkler, ölülerini gömmek için 9 saatlik müsaade istediler ama bu fırsat, saat sekize kadar onlara verilmedi. Subaylar tarafından bize aktarılan durum böyleydi. Pazartesi günü, bize resmi tatil gibi geldi. Ölüler gömüldü. Saat 9.30 sularında Helles Burnu'na ulaştık. 10.45 sularında, yeniden ortalık savaş gibi görünmeye başladı. Subayları, at üzerinde, koşarken görebiliyorduk. Biz revirin yanındaydık. Bazı askerler sırt üstü yatıyor bazıları yaralı halde dolaşıyordu. Türk esirler gemi üzerinde çalışıyordu. Albay gelene kadar bekleyip, geri döndük...
Kurşunlar yeniden havadaydı. Türklerin, inancı artmış gibi görünüyordu."
Kitap deniz savaşının ilk günlerinde İngilitere'de olan bir deniz subayının Çanakkale'ye geliş yolculuğu ile başlıyor. Genel olarak bir taarruz gemisi olmayan gemisi içerisindeki subay ikmal ile ilgileniyor. Kitabın başlığı ve kapak sizi aldatabilir.
Etrafımızda havan topları patlamadan, silahlar dehşet saçmadan, berbat şekilde kesilmiş, yaralanmış kahraman askerler olmadan ve ruhunu teslim eden kahraman yoldaşlarımızı toprağa uğurlamadan bir gün bile geçirmemiştik.
Saat sabah 12:45'te kurşunlar hala yağmaya devam ediyordu. Ancak Türkler farklı bir kurşun tipi kullanmaya başlamışlardı. Bu yeni mermi türleri havada parlıyordu. Hatta zavallı bir asker bunlar ile vurulduğunda, anında infilak etti. Sanki zamanda kaybolmuş gibiydi.