“Peki sonsuzluğumuz nereye gitti? Onun kutsal sırrını nasıl da unuttuk. Günümüz nasıl da kısaldı,”
Çocukluk aslında küçülmüş, solmuş ve yıpranmış olan kıyafetlerle karıştırılabilir.
İnsan kaderini belirleyen şeylerin ne zaman olacağını zaten hiç bilemezdi ki.
Doğru yeri bulmak için dolanıp dururken hep böyle olmaz mıydı zaten? İnsan kaybolmaz mıydı hep?
İsveç'ye gay bir gencin hayatından AIDS ve gay olmanın 80'li yıllardaki durumu üzerine bir kitap. Dil akıcı. Yaşananlar çok çok üzücü. Toplumdan dislanmalari, kendilerini arama mücadeleleri, aileleri, içine doğdukları toplumsal sınıf ve cinsel yonelimlerinin kabul görmemesi yüzünden yaşadıkları kalp kırıcı. Ve herkes gibi sevilmek istemelerinin hastalık, suç ve günah olarak görülmesinin onlara hissettirdikleri çok güzel anlatilmis
Pegasus Yayınlarının yeni çevirilerinden bu kitap. Kampanyada görerek satın aldım. Kitap Yurdunda halen kampanyası devam ediyor. Kaçırmadan alın derim. Mutlaka okumalınız.
Kitabın konusu homoseksüel aşk. LGBTİ'nin kabulü ve AIDS hastalığının ortaya çıkışı... Eşcinsel bireyleri çocukluklarından başlayarak kendilerini kabul etme süreçleriyle ele almış. İçerisinde derin ve ciddi araştırmalar olduğunu okuduğunuzda daha iyi anlıyorsunuz. Yazar yaptığı araştırmaları öyküleştirerek bize hissettirmeyi çok iyi başarmış. İlk defa bu konuda bir kitap okudum. Ama yararlı olduğunu söyleyebilirim. Çok akıcı, hemen bitebilecek türden. Merak edenler hatta homofobik olanlar muhakkak okumalı. Bu homoseksüelleri daha iyi anlamamız açısından yararlı olacaktır. Onların tek istediği herkes gibi normal görünmek. Sıradışı değil yalnızca normal yaşayabilmek. Kitapta da aynen böyle söylüyor. Keyifli okumalar...
Kitabın konusu ilgimi çekmişti ama maalesef okurken çok sıkıldım. Kitabın yavaş anlatımı beni sıktı ve bazı sayfaları atlamak zorunda kaldım. Arka kapak yazısı etkileyiciydi fakat kitapta bu olaylar aşırı yavaş ilerliyordu.
2021/60
Babasının dediği her şeyi duymuştu. bu geyik, bu gördükleri ren geyiği hayatta kalmamalı, hatalı olduğu için vurulmalıydı. çevresine uymadığı için yaşamaya hakkı yoktu.
Oscar Wilde'ın bahsettiği suçu işlemişlerdi. "En büyük adilik ortaya çıkarılmaktır."
Rasmus, Benjamin, Paul, Bengt, Reine..Kendi hissettikleri gibi olma yolunda
Yani dolu dolu tutkulu bir aşk bekliyorken daha çok tarih ve escinselliğin İsveç'te nasıl vuku bulduğunu anlatıyor. Okurken sıkılmadım ancak beklentimin çok altındaydı. Bir genç büyürken kendinin farkına varması, ailesine çevresine ve bağlı olduğu dine karşı olan duruşu. Bir yanda aslında olduğu inkar edemediği gerçeklik diğer yandan savaş verdiği iç baskı....
Çok vaktiniz varsa okuyun. Pandemi günlerinde yoklukta gider
