Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Josaphat Barbaro

Josaphat BarbaroAnadolu'ya ve İran'a Seyahat yazarı
Yazar
7.8/10
9 Kişi
37
Okunma
0
Beğeni
1.324
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Venedikli diplomat, tüccar, kaşif ve gezi yazarı
Doğum:
Venedik, İtalya, 1413
Ölüm:
Venedik, İtalya, 1494

Okurlar

37 okur okudu.
19 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Seyahat
Şimdi söyleyeceğim manzarayı birinin görmüş olacağından veya buna inanacağından ümitli değilim. Çünkü bu kadar insan nasıl oluyor da bütün günlerini yolculukla geçiriyor, yiyeceklerini nereden getiriyorlar ve öteberilerini nereden temin ediyorlar diye ne kadar çok soruyorlar. Onların yaşantısına tanık olmuş biri olarak ben bu sorulara şöyle cevap veriyorum: Yaklaşık olarak şubat ayında ordunun her tarafında, çiftçilikle uğraşan herkesin mart ayında filan yerde ekin ekmek için hazır olmaları, o ayın belli bir gününde herkesin o yere gitmeleri gerektiği ilân ediliyor. Emir ilân edilince, ekip biçme işiyle meşgul olanlar, hazırlanıp diğerleriyle uyum halinde tohumlarını, ihtiyaç duydukları hayvanlarını, davarlarını, kadınlarını ve çocuklarını ya da onlardan bazılarını at arabalarına yüklüyorlar. Daha sonra, belirlenen mahale gidiyorlar. Burası, genellikle, çadırlarını kurdukları yerden iki günlük yol mesafesinden daha uzak değil. Orayı ekip işlerini bitirene kadar kalıyorlar. Ondan sonra orduya geri dönüyorlar.
Sayfa 42 - Çamlıca Basım YayımKitabı okudu
Türkler ve Mağrip Arapları derler ki: “Bu şehir (Mardin) o kadar yüksektir ki halkı şehrin üzerinden uçan kuşları asla göremezler”
Reklam
Dünyadaki bütün ahali üç göze sahiptir, Çinliler iki göze, Frenkler ise bir.
Diyorlar ki, sadece şehirde değil aynı zamanda halkın yolculuk yaptığı şehrin dışındaki yollarda da bir taşın üzerinde veya başka bir yerde, sahibi olmayan bir şey görürlerse veya bulurlarsa hiç kimse onu almaya cesaret edemez. Bundan başka eğer biri yolda giderken bir başkasına nereye gittiğini sorarsa, o kişi eğer soruyu sorandan şüphe ederse veya ona güvenmezse, ondan şikayetçi olursa, o kişi muhakkak sorduğu soruya kanunî bir gerekçe göstermelidir. Yoksa ceza veriyorlar. Bu nokta da gösteriyor ki, o ülkede özgürlük ve adalet geniş bir şekilde uygulanmaktadır.
Sayfa 83 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Yarım pantolonlarıyla ve ayak bileklerine kadar ulaşan deri çoraplarıyla iki çıplak adam şahın karşısında yer alıp güreş tutmaya başladılar. Birbirlerinin belini tutmayıp biri diğerinin boynunu tutmaya çabalıyor, kendilerini sıkıca savunuyorlardı. Güreşçilerden biri diğerinin boynunu tutunca, diğerinin mümkün olduğu kadar eğilip öbürünün sırtını tututarak yerden kaldırmasından, bu suretle kurtulmasından ve onu kaldırıp yere atmasından ve sırtını yere getirmesinden başka çaresi yoktu. Değilse, sadece yere düşmek güreş açısından “yenilgi” sayılmıyordu. Her ne kadar bazen onlardan biri yenilme merhalesine kadar geliyorsa da kurtuluyordu. Bu noktaya gelindiğinde diğeri yenilmeye mecbur bırakıyor ve güreşi kazanıyordu. Nihayet bu çıplak güreşçilerden biri şahın önüne geldi. Dev gibi görünen iri cüsseli bir adamdı. Genç ve uzun boyluydu. Aşağı yukarı otuz yaşlarındaydı. Şah “güreş tutması ve kendisi için bir rakip seçmesini” emretti. Fakat pehlivan diz vurup bir şeyler söyledi. Ben ne söylenildiğini öğrenmek istiyordum: “Geçen defa güreş sırasında rakiplerinden çoğunu ezdiği, yaraladığı ve ölümlerine sebep olduğundan, güreşten muaf tutulmak için Şah’tan ricada bulunduğunu” söylediler. Bu yüzden Şah, onu güreş tutmaktan muaf eyledi. Bu güreşçiye bahşiş olarak atlar verdiler. Bu oyun benim ayrılmamdan sonra gece yarısını iki saat geçene kadar devam etmiş ve başka pek çok hediye vermişlerdi.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
1400'lü yıllarda doğuya seyahat eden Josaphat Barbaro'nun bu eseri iki kısımdan oluşur. İlk kısım kendi ticari işleri için uzun yıllar bulunduğu Karadeniz'in kuzeyinde Kırım, Kazan, Astrahan, Moskova gibi bölgelerde yaşadığı zamanı anlatır. Dönemin Türk-Tatar toplumu ile ilgili ilginç bilgiler verir. İkinci kısımda ise Fatih Sultan Mehmet'e karşı ittifak arayışında olan Venedik'in elçisi olarak Akkoyunlulara gider. Doğu Anadolu, Kafkas ve İran coğrafyasını gezer. Dönemin hem siyasi hem de toplumsal yapısı hakkında güzel bilgiler verir. Merak edenlere tavsiye ederim.
Anadolu'ya ve İran'a Seyahat
Anadolu'ya ve İran'a SeyahatJosaphat Barbaro · Yeditepe Yayınevi · 201637 okunma
%10 (12/120)
1/10 puan verdi
İlgimi çekmedi. Yazılışından mı, anlatım tarzından mı bilemiyorum. Seyahatname denince, gördüğü ve gezdiği yerleri, kültürü felan anlatır diye beklemiştim...
Anadolu'ya ve İran'a Seyahat
Anadolu'ya ve İran'a SeyahatJosaphat Barbaro · Yeditepe Yayınevi · 201637 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Josaphat Barbaro'nun kendi dilinde yazdığı bu eser, Tufan Gündüz Hocamız tarafından Farsça'dan dilimize kazandırılmış bir eser. Bu kitap, XVI. yüzyılda Osmanlı'nın batılılarca nasıl "görüldüğü" noktasının aydınlatılmasında yardımcı oluyor.
Anadolu'ya ve İran'a Seyahat
Anadolu'ya ve İran'a SeyahatJosaphat Barbaro · Yeditepe Yayınevi · 201637 okunma