Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadı Beydâvî

Kadı BeydâvîBeydâvî Tefsiri yazarı
Yazar
6.0/10
4 Kişi
14
Okunma
10
Beğeni
1.337
Görüntülenme

En Beğenilen Kadı Beydâvî Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Kadı Beydâvî sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kadı Beydâvî kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kim huzur- kalp ile buna(Kur'an) kulak verirse, o iki dünyada övülür ve mutlu olur. Kim de dönüp ona bakmaz ve onun nurunu söndürmeye kalkışırsa, kınanır ve ateşe girer.
Sayfa 14
"Ve entüm mu'ridun (sizler arka dönen kimselersiniz)" siz öyle bir toplumsunuz ki adetiniz vefadan ve itaattan yan çizmektir. İ'raz'ın aslı karşı karşıyayken yan tarafa geçmektir.
Sayfa 161 - 2/Bakara-83.âyet
Reklam
Ümmü'l-Kur'an..
Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Sana bir sureden haber vereyim mi ki ne Tevrat'ta ne İncil'de ne de Kur'an'da onun gibisi indirilmemiştir, dedi? Ben de: Evet, ya Resulallah, dedim. O da: Fatiha suresidir; çünkü o, yedi ayetli bir suredir ve bana verilen büyük Kur'an'dır, dedi”. İbn Abbas da şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem aramızda idi, birden ona melek geldi: Müjde, sana iki sure verildi ki senden önce hiçbir peygambere verilmedi; Fatiha ile Bakara'nın son ayetleri. Kim onlardan bir harf okursa, mutlaka ona karşılığı verilir, dedi. Huzeyfe bin el-Yemân rivayetinde de Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: "Bir topluma Allah kesin bir azap gönderir; mektepteki çocuklarından biri "elhamdü lillahi rabbil alemîn" okur; Allah Teala da bunu duyar; onlardan azabı kırk yıl kaldırır".
Sayfa 30 - Fâtiha Sûresi
Kim bir günah yapar da onu kökünden çekip atmazsa, bu onu onun gibi şeyi tekrara, ona dalmaya ve ondan daha büyüğünü yapmaya sürükler. Sonunda günahlar onu istila eder ve kalbini tamamen sarar. O da tabiatıyla günahlara meyleder hale gelir, onları beğenir ve onlardan başkasında zevk olmadığına inanır ve diğer şeylerden nefret eder, ona öğüt vereni dinlemez. Nitekim Allah Teala şöyle demiştir: "Sonra kötülük yapanların akıbeti ayetlerimizi yalanlamak oldu." (Rum:10)
Sayfa 159 - 2/Bakara-81.âyet tefsirinden...
"İşte onlar o kimselerdir ki ahirete karşılık dünya hayatını satın almışlardır" dünya yaşamını ahirete tercih etmişlerdir. "Artık onların azabı hafifletilmez" dünyada cizyeyi ve ahirette azabı eksiltmekle. "Ve onlara yardım da edilmez" cizyenin ve azabın kaldırılmasıyla.
Sayfa 165 - 2/Bakara-86.âyet
Ey savaşa katılmamı ve zevklere el atmamamı Salıklayan kimse, sen beni ölümsüz mü kılacaksın?
Sayfa 161
Reklam
7- "Nimet verdiklerinin yoluna..."
Nimetler dünyevi ve uhrevi olmak üzere iki bölümde toplanır. Birincisi vehbî ve kesbî olmak üzere iki kısımdır. Vehbî olan da iki kısımdır: Ruhanî olanı vardır ki o da bedene ruh üfürme, onu akılla ve ona bağlı olan fehim, fikir ve konuşma gibi kuvvetlerle parlatmaktır. Cismanî olan da bedeni, ondaki kuvvetleri ve ona sonradan verilen sağlık ve organların sağlamlığı gibi şeyleri yaratmaktır. Kesbî olan da nefsi rezilliklerden temizlemek, onu güzel ahlaklar ve üstün kabiliyetlerle süslemek; nefsi doğal pozisyonlar, beğenilen ziynetlerle süslemektir. Mevki ve mal kazanmaktır. Uhrevi nimetlerin ikincisi, onun kusurlarını bağışlamak, onu sonsuza kadar Allah'a yaklaştırılan meleklerle en yükseklere yerleştirmektir. Asıl murat edilen son kısımdır ve öteki kısma ulaşmasına vesile olandır. Gerisinde mü'minle kafir ortaktır.
Sayfa 28 - Fâtiha Sûresi
"Sabırla namazla (Allah'tan) yardım dileyin.
Gerçi bu, elbette büyük bir şeydir. Ancak Allah'a saygı gösterenlere zor değildir." "Elbette büyüktür" ağır ve zordur. Şu ayet gibi: "Onları davet ettiğin şey müşriklere ağırdır” (Şura: 13). "Ancak huşu edenler hariç" yani tevazu gösterenler demektir. Huşu tevazudur. Alçak kum tepesine haşaa denilmesi de bundandır. Hudu' ise yumuşaklık ve itaattır. Şöyle de denilmiştir: Huşu' organlarla, hudu' ise kalp ile gösterilir.
Sayfa 130 - 1.cilt-2/Bakara-45.âyet
156 — Onlar ki kendilerine bir musibet geldiği zaman: “Mutlaka biz, Allah'a aidiz ve şüphesiz biz, ona döneceğiz, derler. 157 - İşte onlara Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet vardır ve onlar, doğru yolu bulanların ta kendileridir.
Sayfa 222 - Bakara-156-157.âyetler meâl
"Dile getirilmeyen ilim ondan harcama yapılmayan hazine gibidir."
Sayfa 44 - 2/Bakara-3.âyet
Reklam
82- "İman edip iyi ameller işleyenler ise, işte onlar cennetin dostlarıdır. Onlar orada ebedi kalacaklardır". Allah Teala adeti gereği vaat ile tehdidi yan yana zikreder ki rahmeti umut edilsin ve azabından korkulsun. Ameli imanın üzerine atfetmesi onların birbirinden ayrı olduklarını gösterir.
Sayfa 160 - 2/Bakara-82.âyet
İki taraftan her birinin çokluğu kendine nazarandır, karşıtına kıyasla değildir. Çünkü hidayete erenler sapıklara göre azdır. Nitekim Allah Teala: "Kullarımdan hakkıyla şükredenler azdır" (Sebe': 13) demiştir. Sapıkların çokluğunun sayı itibarı ile hidayete erenlerin çokluğunun da fazilet ve şeref itibarı ile olması da ihtimal dahilindedir. Nitekim şair şöyle demiştir: Sayıldıkları zaman azdırlar, düşmana saldırdıkları zaman ise çokturlar. Ve şöyle demiştir: Kerem sahipleri ülkede çoktur ister ki az olsunlar Nitekim başkaları da çok olsalar da azdırlar.
Sayfa 98 - 2/Bakara-26.âyet
83- Hani İsrail oğullarından: "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin; anaya babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dos doğru kılın ve zekatı verin" diye kesin söz almıştık. Sonra içinizden pek azı hariç yüz çevirerek arka döndünüz.
Sayfa 160 - 2/Bakara-83.âyet meali
"Vema yuhadiune illa enfüsehüm".
(Hâlbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar.) . . . Nefs bir şeyin kendisi ve gerçeğidir. Sonra ruha denilmiştir, çünkü canlının nefsi onunla kaimdir. Kalbe de denilmiştir, çünkü ruhun yeridir veyahut onunla ilgilidir. Kana da nefs denir, çünkü onu ayakta tutan odur. Suya da denir, çünkü ona aşırı derecede ihtiyacı vardır. Görüşe de nefs denir, mesela: Fülanun yuamirü nefsehu deyiminde geçtiği gibi, çünkü görüş de ondan doğar yahut da ona emreden ve işaret veren bir zata benzer. Burada nefislerden maksat zatlarıdır. Bunu ruhları ve görüşleri manasına almak da ihtimal dahilindedir.
Sayfa 58 - 2/Bakara-9.âyet
Cemaat bunun için meşru kılınmıştır.
Her iki fiildeki (nabüdü ve nesteiyn) zamir okuyucuya, yanındaki meleklere ve kendisiyle beraber namazı cemaatle kılmak isteyenlere racidir yahut hem kendisine hem de diğer mü'minlere racidir. O onlara katılarak birlikte ibadet eder ve ihtiyacını onlarla beraber görür. Belki de ibadeti onların bereketiyle kabul edilir ve duasi tutar. Cemaat bunun için meşru kılınmıştır.
Sayfa 25 - Fâtiha Sûresi
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.