Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadı Beydâvî

Kadı BeydâvîBeydâvî Tefsiri yazarı
Yazar
6.0/10
4 Kişi
14
Okunma
10
Beğeni
1.331
Görüntülenme

En Yeni Kadı Beydâvî Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Kadı Beydâvî sözleri ve alıntılarını, en yeni Kadı Beydâvî kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
168- Ey insanlar, yeryüzündekilerden helal ve temiz olarak yiyin. Güzel yiyecekleri ve giyecekleri kendilerine haram eden bir topluluk hakkında indi. Helalen külu'nun mef'ulüdür yahut mahzuf mastarın sıfatıdı veyahut mimma filardı'dan haldir. Min de parça bildirmek içindir, çünkü yeryüzündekilerin hepsi yenilmez. “Tayyiben” şeriatın yahut tab-ı selim'in hoş gördüğü şeydir, çünkü zaten helal birinciyi içine almaktadır. “Şeytanın adımlarını izlemeyin” heva ve hevese uymada arkasına düşmeyin, sonra helali haram, haramı da helal edersiniz. Nafi, Ebu Amr, Hamze, Bezzi ve Ebu Bekir tı'nın sükunu ile (hutvat) okumuşlardır, ikisi de hutvenin cem'i olarak lügattir. Hutve de adım atanın iki ayağı arasındaki mesafedir. İki zamme ve hemze ile hutuat okunmuştur ki bunda zamme vav'ın üzerinde imiş gibi tasarlanmıştır. İki fetha ile hatavat da okunmuştur ki hatvenin çoğulu olur, o da tek adım demektir. “Çünkü o, sizin için açık düşmandır” her ne kadar kandırmak istediğine yüzden dostluk gösterse de basiret sahiplerince düşmanlığı açıktır. Bunun içindir ki Allah Teala: “Onların velileri tağuttur” (Bakara: 257) ayetinde ona veli demiştir. 169- O, size ancak kötülük ve hayasızlığı ve bilmediğiniz şeyleri Allah'a demenizi emreder. Mesela eşler koşmak, haramları helal etmek ve hoş şeyleri haram etmek gibi.
Sayfa 230 - 2/Bakara-168-169.âyetler
165-“İnsanlardan kimileri vardır ki Allah'tan başka eşler edinirler" putlar edinirler, itaat ettikleri reisler de denilmiştir, çünkü “izlenenler uzaklaştığı zaman” (Bakara: 166) demiştir. Belki de maksat daha geneldir, o da Allah'tan alıkoyan her şeydir. “Onları severler" onlara saygı gösterir ve itaat ederler. “Allah'ı sever gibi” ona tazim ve itaatine meyletmek gibi. Yani sevgide ve itaatta onunla diğerlerini eşit tutarlar. Muhabbet kalbin meyletmesidir, hub'den gelir, istiare yolu ile habbetülkalbe (kalbin en derin noktasına) denilmiştir. Ondan da hub (segi) türetilmiştir, çünkü o noktaya isabet etmiş ve oraya yerleşmiştir. Kulun Allah Teala'yı sevmesi, ona itaat ve rızasını kazanma arzusudur. Allah'ın kulu sevmesi ise ona ikram etmek ve onu taatta kullanmak isteyip onu isyanlardan esirgemesidir. “İman edenler ise Allah'ı daha çok severler” çünkü Allah'a olan sevgileri kesilmez. Eşleri (putları) sevme ise öyle değildir; çünkü o bozuk ve hayali düşmanlıklara dayanır. Basit bir sebeple yok olur. Bunun içindir ki başları dara düştüğü zaman tanrıları bırakır, Allah'a gelirlerdi. Puta bir süre taparlardı, sonra da onu terk edip başkasına giderlerdi. Keşke nefislerine zulmedenler azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu görselerdi! 166 - O zaman izlenenler izleyenlerden uzaklaşır ve azabı görürler. Aralarındaki sebepler de kesilir.
Sayfa 228 - 2/Bakara-165-166.âyetler
Reklam
İlimlerin kadr ü kıymetçe en büyüğü, şeref ve adaletçe en yükseği tefsir ilmidir. Bu, dini ilimlerin başı ve reisidir. Şer'-i şerif kaidelerinin binası ve anasıdır. ~Kadı Beydavî
157-“Ulaike aleyhim salavatün min rabbihim (işte onlara Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet vardır)”. Salât duadır, Allah'tan olunca tezkiye ve bağışlamadır. Cemi olması da çokluğuna ve çeşitliliğine dikkat çekmek içindir. Rahmetten murat edilen lütuf ve ihsandır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den şöyle rivayet edilmiştir: Kim bir musibet anında inna lillah derse, Allah onun musibetini telafi eder, ahiretini güzel eyler ve ona razı olacağı bir halef verir. “Ve onlar doğru yolu bulanların ta kendileridir” hakkı ve doğruyu bulanların demektir, çünkü kendilerini Allah'a verdiler, Allah'ın kaza ve kaderine teslim oldular.
Sayfa 223 - Bakara/157. âyet tefsiri
156-“Onlar ki başlarına bir musibet geldiği zaman İnna lillah ve inna ileyhi raciun (mutlaka biz, Allah'a aidiz ve şüphesiz biz, ona döneceğiz, derler)”. Hitap Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'edir yada müjde verebilecek herkesedir. Musibet insanın başına gelebilen her türlü istenmeyen şeydir. Çünkü aleyhissalat vesselam Efendimiz şöyle demiştir: “Mü'mine eziyet veren her şey musibettir." Sabretmek dille inna lillah demekle olmaz, kalp ile de demelidir, niçin yaratıldığını ve ona döneceğini düşünmeli, Allah'ın nimetlerini yâd etmeli ki verdiğinin aldığından kat kat fazla olduğunu görsün, böylece rahatlasın da ona teslim olsun. Müjdesi verilen şey de belli olduğu için bildirilmemiştir.
Sayfa 223 - Bakara/156. âyet tefsiri
155-“Sizi kesinlikle sınayacağız” size hallerinizi deneyen, belaya sabrediyor musunuz ve kazaya razı oluyor musunuz diye sizi imtihan eden biri gibi sınayacağız. “Biraz korkudan biraz da açlıktan” yani bunlardan az bir miktar demektir, bunun azlığı; onlara hafiflik vermek ve rahmetinin onlardan ayrılmayacağını göstermek için esirgediği şeye nisbetle az olmasındandır, ya da kendilerine inat edenlerin ahirette başlarına geleceklere nispetle az olmasındandır. Bunu haber vermesi de kendilerini bunlara hazırlamaları içindir. “Ve naksın minel emval (biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden eksiltme ile)” bu da şey'e ya da havfe atıftır. İmam Şafii radıyallahu teala anh'ten şöyle dediği rivayet edilmiştir: Korku Allah korkusudur, açlık ramazan orucudur, mallardan eksiltme de sadakalar ve zekatlardır. Canlardan eksiltme de hastalıklardır, mahsullerden de evlatların ölümüdür. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teala meleklere: Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız, der? Onlar da: Evet, derler. Onun ciğer paresini mi aldınız, der? Onlar da: Evet, derler. Allah Teala: Kulum ne dedi, der? Onlar da: Sana hamd etti ve inna lillah okudu, derler. Allah Teala da: Kulum için cennette bir ev yapın ve ona hamd evi adını koyun, der. “Sabredenleri müjdele”.
Sayfa 222 - Bakara/155.ayet tefsiri
Reklam
156 — Onlar ki kendilerine bir musibet geldiği zaman: “Mutlaka biz, Allah'a aidiz ve şüphesiz biz, ona döneceğiz, derler. 157 - İşte onlara Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet vardır ve onlar, doğru yolu bulanların ta kendileridir.
Sayfa 222 - Bakara-156-157.âyetler meâl
155 —Sizi biraz korkudan, açlıktan; (biraz da) mallardan, canlardan ve mahsullerden eksiltme ile kesinlikle sınayacağız. Sabredenleri müjdele.
Sayfa 222 - Bakara/155.ayet meâl
154- “Allah yolunda öldürülenler içinölülerdemeyin” yani onlar ölüdür, demeyin “bilakis diridirler” bilakis onlar diridirler. “Fakat siz anlamazsınız” ne halde olduklarını. Bu da onların hayatlarının cesetle ve canlılarda hissedilen şey cinsinden olmadığını vurgulamaktadır. O, akılla kavranılamayan; vahiyle anlaşılan bir durumdur. Hasen Basri'den şöyle rivayet edilmiştir: Şehitler Rablerinin katında diridirler, rızıkları ruhlarına arz edilir, onlara rahatlık ve neşe gelir. Nitekim Fir'avn hanedanının ruhlarına da ateş arz edilir; onlara da acı gelir. Ayet Bedir şehitleri hakkında indi, onlar on dört kişi idiler. Bunda ruhların bizatihi kaim, bedenle hissedilen şeye benzemediğine ve ölümden sonra şuurlu olarak kaldıklarına delalet vardır. Sahabe'nin ve tabii'nin büyük çoğunluğu bu görüştedirler. Ayetler ve sünnetler de bunu söylemektedir. Bütün mü'minlerin içinden özellikle onların böyle olması, onların husûsan Allah'a yakın ve daha çok güzellik ve ikram içinde olmalarındandır.
Sayfa 221 - Bakara/154
153-“Ey iman edenler, sabırla yardım isteyin” günahlara ve nefsî isteklere karşı “ve namazla”. O (namaz) ibadetlerin anasıdır, mü'minlerin miracıdır ve alemlerin Rabbine karşı yakarıştır. “Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir” zaferle ve duayı kabul etmekle.
Sayfa 221 - Bakara/153
Reklam
151 - Nitekim size içinizden ayetlerimizi okuyacak, sizi temizleyecek ve size kitabı ve hikmeti öğretecek; bilmediklerinizi de öğretecek bir Peygamber gönderdik. 152 - Öyleyse beni zikredin, taatla ben de sizi anayım sevapla. Bana şükredin size verdiğim nimetlere bana karşı nankörlük etmeyin nimetleri görmezden gelerek ve emre isyan ederek.
Sayfa 221 - Bakara/ 151-152
"...Onlardan korkmayın, benden korkun. Ta ki nimetimi size tamamlayayım. Umulur ki doğru yolu bulursunuz." mahzuf şeyin illetidir, yani size nimetimi tamamlamak için ve doğru yolu bulmanızı istediğim için size bunu emrettim. Ya da bu cümle mukadder illete atıftır, mesela şöyle: Benden korkun ki sizi onlardan muhafaza edeyim ve size olan nimetimi tamamlayayım. Ya da cümle liella yekune'ye matuftur. Hadiste şöyle denilmiştir: Nimetin tamamı cennete girmedir. Hazreti Ali radıyallahu anh'ten de: Nimetin tamamı Müslüman olarak ölmektir, dediği rivayet edilmiştir.
Sayfa 220 - Bakara/150
142-“İnsanlardan beyinsizler diyecek” bunlar akılları hafif olanlar ve onları taklit ve idraksizlik yüzünden hor kılanlardır. Bundan da kıblelerinin değiştirilmesini hoş görmeyen münafıkları, Yahudileri ve müşrikleri murat ediyor. Bunu önceden haber vermenin faydası, cevap vermeye hazırlanmaktır. “Onları ne çevirdi?” ne döndürdü, “üzerinde bulundukları kıblelerinden” yani Beytülmukaddes'ten, demektir. Kıble aslında insanın yönelme halidir, istikbalden gelir, sonra örf olarak namaz için dönülen mekana denilmiştir. “De ki: Doğu da batı da Allah'ındır”. Başkasının, yerine geçmeyecek şekilde zati bir özelliğinden dolayı belli bir mekanı seçmez. Mühim olan emrini yerine getirmektir, mekan seçmek değildir. “Dilediğini doğru yola iletir” o da bazen Beytülmukaddes'e, bazen de Ka'be'ye yönelmek gibi hikmetin istediği ve maslahatın icap ettiği şeydir.
Sayfa 211 - Bakara sûresi
138-"(Biz) Allah'ın boyası ile boyanmışızdır. Boyası Allah'tan daha güzel olan kimdir? Bizler ona ibadet edenleriz." “Biz Allah'ın boyası ile boyanmışızdır” yani Allah bizi kendi boyası ile boyadı, demektir. O da Allah'ın, insanları onun üzerinde yarattığı fıtrattır. Çünkü o, insanın süsüdür, tıpkı boyanın kumaşın süsü olması gibi. Ya da Allah bizi kendi doğru yoluna hidayet etti ve bize delilini gösterdi ya da kalplerimizi imanla kendi temizliği ile temizledi demektir. Çünkü tesiri onların üzerinde boyanın kumaşta göründüğü gibi göründü ve boyanın kumaşın içine girdiği gibi girdi.
Sayfa 209 - Bakara sûresi- 138.âyet
129 -"Ey Rabbimiz, onlara içlerinden onlara ayetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Şüphesiz sensin sen o izzet sahibi ve hikmet sahibi!" “Rabbimiz onlara gönder” Müslüman ümmetinin içinde “onlardan bir elçi” o ikisinin zürriyetinden Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'den başkası gönderilmemiştir. Duaları onunla kabul olunmuştur. Nitekim: Ben atam İbrahim'in duası, İsa'nın müjdesi ve annemin rüyasıyım, demiştir.
Sayfa 202 - Bakara sûresi- 129.âyet- Ibrahim(as) ve Ismail(as)'in duası..
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.