Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadı Beydâvî

Kadı BeydâvîBeydâvî Tefsiri yazarı
Yazar
6.0/10
4 Kişi
14
Okunma
10
Beğeni
1.341
Görüntülenme

Kadı Beydâvî Sözleri ve Alıntıları

Kadı Beydâvî sözleri ve alıntılarını, Kadı Beydâvî kitap alıntılarını, Kadı Beydâvî en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
156 — Onlar ki kendilerine bir musibet geldiği zaman: “Mutlaka biz, Allah'a aidiz ve şüphesiz biz, ona döneceğiz, derler. 157 - İşte onlara Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet vardır ve onlar, doğru yolu bulanların ta kendileridir.
Sayfa 222 - Bakara-156-157.âyetler meâl
Soyumuzdan da sana teslim olan bir ümmet yetiştir” yani zürriyetimizden bazılarını böyle yap demektir. Özellikle zürriyet için dua etmeleri, şefkate müstahak olmalarındandır, bir de onlar iyi olurlarsa onlara uyanlar da iyi olur. Bir kısmını demeleri de zürriyetlerinde zalimlerin de bulunacağını bilmelerindendir. Şunu da biliyorlardı ki hikmet-i İlahiye herkesin ihlaslı olmasına ve kendini tamamen Allah'a vermesine imkan tanımaz. Çünkü o zaman geçim işleri aksar (dünya durur). Bunun içindir ki: Ahmaklar olmasa idi, dünya harap olurdu, denilmiştir.
Sayfa 201 - Bakara sûresi- 128.âyet- Ibrahim(a.s) ve Ismail (a.s)'in duası..
Reklam
Fasık büyük günah işleyerek Allah'ın emrinden çıkan demektir. Onun üç derecesi vardır: Birincisi, ahmaklıktır ki büyük günahları hoşlanmayarak zaman zaman irtikap eder. İkincisi, içine dalmaktır ki büyük günahları onlara meyletmediği halde adet haline getirir. Üçüncüsü de onların doğru olduğunu bilerek irtikap eder. Fasık bu makama yaklaşır da çizgiyi aşarsa, iman ipini boynundan sıyırır ve küfre varır. Ahmaklık ve içine dalma sınırında kaldığı sürece ondan mü'min ismi alınmaz. Çünkü tasdik sıfatını taşımaktadır ki o da imanın isim sahibidir. Zira Allah Teala: "Eğer mü'minlerden iki grup savaşırlarsa" (Hucurat: 9) demiştir.
Sayfa 98 - 2/Bakara-26.âyet
Allah Teala'yı bilmenin, birliğini anlamanın ve ibadeti hak ettiğini öğrenmenin yolu, yaptıklarına bakmaktır ve işlerini delil getirmektir. Ayet şunu da göstermektedir ki kul ona ibadet etmekle sevabı hak etmez, çünkü sevap ona daha önce verdiği birçok nimetlere şükür olduğundan o, ücretini işten önce alan işçi gibi olmuştur.
Sayfa 78 - 2/Bakara-21.âyet
123 -"O günden korkun ki kimse kimseden hiçbir şey ödeyemez. Ondan bir fidye kabul olunmaz ve ona şefaat da fayda vermez. Onlara yardım da edilmez."
Sayfa 194 - 2/Bakara-123.âyet meâli
"Subhaneke..."
Sözü bununla başlatmak öğrenmeye kalkışmalarından ve gerçek durumu bilmemelerinden özür dilemek içindir. Bunun içindir ki tövbenin anahtarı sayılmıştır, Musa aleyhisselam “Sübhaneke sana tövbe ettim" (Araf: 143) ve Yunus da “sübhaneke inni küntü minezzalimin" (Enbiya: 87) demiştir.
Sayfa 112 - 1.cilt- 2/Bakara-32.âyet (Allah'ın(C.C.) Adem (A.S)'ı yaratmasından ve ona isimleri öğretmesinden sonra meleklerin aciz ve kusurlu olduklarını itiraf etmeleri..)
Reklam
"Sabırla namazla yardım dileyin."
İhtiyaçlarınızı görmem için haccı ve Allah'a tevekkül ederek aydınlığı beklemekle veya yiyeceklere sabır demek olan oruçla yardım isteyin. Çünkü onda şehveti kırma ve ruhu tasfiye etme vardır ya da namazla ve ona iltica etmekle yardım isteyin. Çünkü o temizlik, setri avret, malı bu ikisine harcama, Ka'be'ye dönme, kendini ibadete verme, organlarla tevazu gösterme, kalp ile iyi niyet gösterme, şeytanla mücadele, Hakk'a niyaz, Kur'an okuma, kelime-i şahadet getirme ve nefsi yeme ve içmeden çekme gibi ruhi ve bedenî ibadet çeşitlerini içine almaktadır. İşte bunlardan yardım isteyin ki ihtiyaçlarınızı göresiniz ve eksiklerinizi telafi edesiniz. Rivayete göre aleyhissalat vesselem Efendimiz, başı dara düştüğü zaman namaza koşardı. Bundan dua kasdetmek de caizdir.
Sayfa 129 - 1.cilt- 2/Bakara-45.âyet
18- “Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir..."
Kulaklarını hakka tıkayıp da onu konuşmak istemeyerek gözleriyle ayetleri görmeyince, hisleri dumura uğramış gibi oldu ve güçleri bitti. Şairin şu beyitinde olduğu gibi: Hayırla anılırsam sağırlardır, Kötülükle anılırsam kulak kesilirler. Şu beyit de öyledir: Ben istemediğim şeye karşı sağırımdır, İstediğim şeyi de en iyi işitenimdir.
Sayfa 69 - 2/Bakara-18.âyet
"Dile getirilmeyen ilim ondan harcama yapılmayan hazine gibidir."
Sayfa 44 - 2/Bakara-3.âyet
129 -"Ey Rabbimiz, onlara içlerinden onlara ayetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Şüphesiz sensin sen o izzet sahibi ve hikmet sahibi!" “Rabbimiz onlara gönder” Müslüman ümmetinin içinde “onlardan bir elçi” o ikisinin zürriyetinden Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'den başkası gönderilmemiştir. Duaları onunla kabul olunmuştur. Nitekim: Ben atam İbrahim'in duası, İsa'nın müjdesi ve annemin rüyasıyım, demiştir.
Sayfa 202 - Bakara sûresi- 129.âyet- Ibrahim(as) ve Ismail(as)'in duası..
Reklam
157-“Ulaike aleyhim salavatün min rabbihim (işte onlara Rablerinden bağışlanmalar ve rahmet vardır)”. Salât duadır, Allah'tan olunca tezkiye ve bağışlamadır. Cemi olması da çokluğuna ve çeşitliliğine dikkat çekmek içindir. Rahmetten murat edilen lütuf ve ihsandır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den şöyle rivayet edilmiştir: Kim bir musibet anında inna lillah derse, Allah onun musibetini telafi eder, ahiretini güzel eyler ve ona razı olacağı bir halef verir. “Ve onlar doğru yolu bulanların ta kendileridir” hakkı ve doğruyu bulanların demektir, çünkü kendilerini Allah'a verdiler, Allah'ın kaza ve kaderine teslim oldular.
Sayfa 223 - Bakara/157. âyet tefsiri
"İşte onlar o kimselerdir ki ahirete karşılık dünya hayatını satın almışlardır" dünya yaşamını ahirete tercih etmişlerdir. "Artık onların azabı hafifletilmez" dünyada cizyeyi ve ahirette azabı eksiltmekle. "Ve onlara yardım da edilmez" cizyenin ve azabın kaldırılmasıyla.
Sayfa 165 - 2/Bakara-86.âyet
153-“Ey iman edenler, sabırla yardım isteyin” günahlara ve nefsî isteklere karşı “ve namazla”. O (namaz) ibadetlerin anasıdır, mü'minlerin miracıdır ve alemlerin Rabbine karşı yakarıştır. “Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir” zaferle ve duayı kabul etmekle.
Sayfa 221 - Bakara/153
Onlar ki namazlarında mutevazidirler. Onlar ki boş şeylerden yüz çevirenlerdir. Onlar ki zekatı verenlerdir. Onlar ki namuslarını koruyanlardır. Onlar ki emanetlerine ve sözlerine riayet ederler. Onlar ki namazlarına devam ederler. Onlar ki Rablerinin korkusundan titrerler. Onlar ki Rablerinin ayetlerine inanırlar. Onlar ki Rablerine şirk koşmazlar. Onlar ki verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler. ( Müminun- 2,3,4,5,8,9,57,58,59,60)
Sayfa 1733Kitabı okudu
"Vema yuhadiune illa enfüsehüm".
(Hâlbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar.) . . . Nefs bir şeyin kendisi ve gerçeğidir. Sonra ruha denilmiştir, çünkü canlının nefsi onunla kaimdir. Kalbe de denilmiştir, çünkü ruhun yeridir veyahut onunla ilgilidir. Kana da nefs denir, çünkü onu ayakta tutan odur. Suya da denir, çünkü ona aşırı derecede ihtiyacı vardır. Görüşe de nefs denir, mesela: Fülanun yuamirü nefsehu deyiminde geçtiği gibi, çünkü görüş de ondan doğar yahut da ona emreden ve işaret veren bir zata benzer. Burada nefislerden maksat zatlarıdır. Bunu ruhları ve görüşleri manasına almak da ihtimal dahilindedir.
Sayfa 58 - 2/Bakara-9.âyet
281 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.