Aşk bu olmalı diyorum. Yüzünü ay ışığıyla yıkamış, denizlerden yakasına yakamozlar çalmış bir kadın, dudaklarında taze yosun, yitik tuz kokusu, tadı… Damarlarında kürek çekmeye başladı mı insanın, aşk bu olmalı
Sesimle örmedim mi ben bu evin duvarlarını? Olmayan sesimle. Oturulmayan koltuklar, kanepeler koymadım mı içine? Çevresine kimsenin toplaşmadığı masalar; salonuna balkonuna. Her bir odasına çalmayan, açılmayan telefonlar. Yerlere kimsenin basmadığı halılar serip. Duvarlarına hepsi yanlış bir zamanı gösteren saatler asmadım mı? Kimi bozuk, kimi kurulmadığından çalışmayan.