Kampfplatz Dergi Sözleri ve Alıntıları
Kampfplatz Dergi sözleri ve alıntılarını, Kampfplatz Dergi kitap alıntılarını, Kampfplatz Dergi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"camiler tamamen yerle bir edilmeden, dervişlerin işi bitmiş olamaz; iman ve imansızlık tamamen bir olmadıkça hiçbir insan hakiki Müslüman olamaz"
Ebu Said
Deniz Yonucu yakınlarda yazdığı bir yazıda (Merhamet Hırsızlığı), Suriyelilere olan ırkçı öfkenin, Suriyelilerin Türklerden merhamet beklememesiyle, onlara minnet duymamasıyla da ilgili olduğunu söylüyordu.
"İnsan olmadan doğa ne olurdu? Kendi kuvvetinin doruğuna erişmek için insanın içinde yankılanması gerekmez mi?"
Heidegger
"Sömürgeciliğin ve ırkçılığın temel karekteri olarak şiddet (en başta fiziki, ama aynı zamanda kültürel, ekonomik, epistemik, psişik olan şiddet) bu kadar dehşete düşürmezken, sömürgeleştirilmişin sömürgeciye karşı olan şiddeti neden bu kadar dehşet yaratır?"
"Beyaz adam, Siyah insanın hem bedenini hem de ruhunu paramparça eder ve bu parçalardan kendisine dev bir iktidar alanı açar."
Güçsüz olan sömürülür, sömürgeleştirilir, öldürülür, dışlanır, nesneleştirilir, tanımlanır ve güçlü olan sömürür, sömürgeleştirir, öldürür, dışlar, nesneleştirir, tanımlar. Örneğin tanımlama gücü sayesinde, Kara Panterlerin şiddeti lanetlenirken Vietnam'daki şiddetin parçası olmayı reddeden Siyahlar da lanetlenir. Yani aslında lanetlenen şey şiddetin kendisi değil. Önemli olan şiddetin kim tarafından kime karşı uygulandığı. Benzer bir biçimde, kadına bayan, Siyaha Zenci, Kürde Türk deme ısrarı da tanımlamanın hayati olmasıyla ilgili. Çünkü bayan, Zenci veya Türk deme gücünü yitirdiğini anda, aslında çok daha büyük bir şeyi yitirmiş oluyorsunuz. İşte feminizmin, Siyah hareketlerinin ve burada Kürt hareketinin sistemde açtıkları en büyük gediklerden biri güçlenmeleri sayesinde güçlünün elinden aldıkları tanımlama imtiyazıydı.
Cadı avları, egemenlerin uyguladıkları bir cinsel perhiz yönetiminin adıdır.
Siyah ve kadın bedenler bir defa özgürleşmeye başladıklarında, yani bedenlerin kabuğu kırıldığında, yıkılan baraj gibi, bu karşı konması çok zor olan bir güç yaratıyor.
Felsefenin başlangıcından itibaren umut hep bir biçimde felsefecilerin nesnesi olmuştur. Ama kavramların belli tarihleri vardır; kendi tarihleri içinde türlü dolayımlara girer ve onları yeniden düşünenlerin zihninde yeni belirlenimler kazanırlar.
Sayfa 50Kitabı okudu