Evettt.. İkinci kitabı da bitirdim bugün. Bu kitap, birincinin devamı olarak bombadan sonra, hayatta kalma mücadelesine odaklanıyor. Bol gözyaşı ile beraber sayfalar bir çırpıda bitiveriyor. Sırada üçüncü kitapta. Son hız devam.:)
2 saatte bitirdiğim kitap. Bana verdiği duygu yoğunluğu o kadar fazlaydı ki her anında farklı bir duygu yaşadım. İlk başladığımda" bir çizgi roman beni ne kadar etkileyebilir ki" diye başlamıştım oysaki. Sonunda hüngür hüngür ağladım. Ama spoiler vermeyeceğim. Kitap kısaca Hiroşima' ya atılan atom bombasını, bunun öncesinin ve sonrasının etkilerini bir aile(ana karakterler) üzerinden anlatıyor. (Tabi yan karakterler de çok büyük önem taşıyor olayın gidişatında.)Yeri geliyor çok tatlı anlar yaşanıyor gülme krizine giriyor insan, yeri geliyor acılı anlar... Ve tüm bunları büyük bir ilgiyle okutturuyor kitap; Başından bir an olsun ayrılmaya bile izin vermeden üstelik. Okuyun okutturun. Şimdi ikinci kitaba geçtim, ondan da bir inceleme paylaşırım(biraz spoilerlı). Okumada kalın sevgiler...
İlk kitapta Gen’in ailesi ve savaşa karşı çıkışları, bu yüzden yaşadıkları baskılar anlatılmaktadır. Bu kitabın sonunda Hiroşima yerle bir olur. Keiji Nakazawa'nın kendisi de çocukken bu felaketi yaşamış ve insanlara olanları anlatmaya çalışmıştır. İnsanların umursamazlığı ve unutkanlığı yüzünden hak ettiği değeri görememiş bir seri olduğunu düşünüyorum.
Yalınayak Gen 1Keiji Nakazawa · Tudem Yayınları · 2011106 okunma
Yalınayak Gen - 9 Sınırları Aşmak
Gen gözlerini gökkuşağından alamıyordu... Sınırların olmadığı bir dünyada, bir ülkeden diğerine gökkuşağından köprüler inşa etmenin ne kadar muhteşem olacağını düşünüyordu... İnsanların gökkuşağından köprüleri özgürce geçip birbiriyle dostça konuştuğu savaşsız, huzur dolu bir dünya... Gen gökkuşağını izlemeye devam ediyordu...(s.268)
On kitaplık bir çizgi roman serisi ama on sezonluk dizilere bedel. Etkileyici bir anlatım, efsane ötesi bir çizim.
2. Dünya Savaşı'na giren Japon halkının açlıkla, yoklukla, cahillikle imtihanını; Amerikan bilim adamlarının icat edip nerede denesek dediği atom bombalarının açtığı derin yaraları birinci ağızdan tüm çıplaklığıyla çizmiş ve anlatmış yazar.
Kazanamayacaklarını bildikleri hâlde ülkesini savaşa sokan bencil tanrı (!) bir imparator ve savaştan nemalanan vampir yöneticiler ile savaştan önce, savaşta ve atom bombası faciasından sonra tüm sıkıntıyı çeken bir halk.
Yazarın kendi hayatını anlattığı ve tüm insanların savaşın nasıl bir meret olduğunu bilmesini istediği biyografik bir romanı. Nükleer silahlanmanın ne derece tehlikeli boyutlara ulaşabildiği bu kadar güzel anlatılamazdı.
Yalınayak Gen başına ne gelirse gelsin bir buğday gibi dimdik durmasını bilmiştir. (Bu arada en yakın arkadaşı Ryuta bana göre tam bir efsane.)