Kitaptan etkileneceğini bildiğim birkaç arkadaşıma Göklerden Gelen Umut'u önerirken, çok fazla bilim kurgu okumayan biri olduğum ve gözüm korktuğu için ben okumayı sürekli erteledim. Başladığımda farkettiğim şeyse kitabın tek kategori ile sınırlandırılamayacak yepyeni bir dünya olduğuydu. Karakterler, olay örgüsü ince ince işlenmiş, birçok detayla güçlendirilmiş. Kitap öylesine berrak bir yalınlık ve akıcılıkla kaleme alınmış ki sayfalar arasında hızlıca ilerliyorsunuz. Kitabı elinizden bıraktığınız anlarda bile romanın içinde, 2177 yılında, yaşamaya devam ediyorsunuz. Kimi zaman Sydney’de, bazen Eternium’da, bazen de Akana’da... Evrendeki muhteşem döngüyü, olağanüstü gezegenleri tanımak için bu kitapla bir yolculuğa çıkmalısınız. Serinin diğer kitaplarını dört gözle bekliyorum. Kitapta çok beğendiğim bir sözle bitiriyorum: Rine ellia lin leiharm! (Sevginin ışığıyla kalın.)