Dougan Mackenzie 11, Farah Leigh 8 yaşında bir yetimhanede tanışırlar.Bu iki çocuğun,iki saf kalbin buluşması ilahi bir yazı gibi birbirlerine bağlanırlar.Farah, Dougan'ın yaralarını sarar,ona okumayı öğretir. Zaten Dougan'ın müthiş bir hafızası vardır.2 yıl geçer yetimhanede.Bir gün Farah Dougan'ın yattığı yatakhaneye gelir ve görevli pederlerden biri tarafından tacize uğradığını kendini kurtarmak için mektup açacağıyla adamı yaraladığını söyler.Birlikte kaçmaya karar verirler,tam mutfaktan çıkarlarken yakalanırlar.O hengamede mutfaktaki bıçağı kapan Dougan tacizci pederi kalbinden bıçaklar ve iki küçük yürek ayrı düşer.Biri hapse atılır, biri de yetimhaneden kaçıp kayıplara karışır.17 yıl sonra birbirlerini bulduklarında Farah Scotland Yard'da kendini dul bir kadın olarak gösterip soyadını değiştiren bir katiptir. Dougan ise azılı bir hırsız,cani olmuştur.Ama Farah'ı aramaktan hiç vazgeçmemiştir.Ruhu yaralı,bedeni yaralı bir insan olan Dougan artık Dorian Blackwell'dir.Namı diyar taşyürek! Bu taş yürek tekrar sevmeyi,insani duygular taşımayı öğrenebilecek midir? Farah onu iyileştirebilecek midir?..Uzun zamandır okuduğum kitaplardan değişik bir kurgu, çok canımı acıttı.Küçük Dougan'ın hapishade yaşadıkları,acımasız bir suç makinasına dönüşmesi...İnsanların acımasızlığı...Velhasıl gerçekten güzel bir kitaptı.
