....çoğu kez su ya da tükürük gibi bir sıvıyla ilişkilendirilmektedir ...burada çok hızlı bir şekilde bir çocuğa ,örneğin büyük babasının ismi verildiğinde, doğumunun sekizinci gününde bebek onun yanına götürülmekte ve yaşlı adam torununun ağzına tükürmektedir.Amaç çocuğun içinde bulunan ruhun güçlenmesini sağlamaktır.
İnsanlar ve hayvanlarda evrensel bir şekilde var olduğu düşünülen çocuk sevgisinin ilkel insanlarda geçerli olmayabileceği görülmektedir. Bu çok yaygın inanca göre, yeni doğmuş çocuk yarı yarıya doğmuş bir varlıktır. Henüz ruhlar dünyasından tamamıyla kopmamıştır. Bu yüzden bu toplumlarda, yeni doğmuş çocukları öldürme olayıyla çok sık karşılaşılmaktadır.
Yerli için canlı ya da cansız bütün nesneler aynı doğaya sahiptirler. Birbirlerinden bedenlerinin sahip olduğu o rastlantısal biçim aracılığıyla ayrılmaktadırlar
İlkel insan ağaca kendisini yediren, giydiren, barınmasını sağlayan, silah ve araçlar veren.. okuna esneklik, sopasına sertlik kazandıran kendisinden üstün bir yoldaş olarak görmekte, tanrısal güce sahip bir varlık gibi saygı duymaktadır.
… evlilik her şeyden önce iki aile arasında bir sözleşme, gençlerin yazgısını belirleyen yaşlı ve otorite sahibi insanlar arasındaki çıkar çatışmaları bileşimi demektir. Bu çıkar tartışmalarının gençlerin isteklerini pek umursamadıkları görülmektedir.