M. Bilgin Saydam sözleri ve alıntılarını, M. Bilgin Saydam kitap alıntılarını, M. Bilgin Saydam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Masallar, mitler ve rüyalar aynı kumaştan biçilmiştir. Üçü de bilinçdışının ürünüdür: İlk ikisi ortak bilinçdışının şekillenmesi, "resim"lenmesidir; rüyalar ise ortak bilinçdışından beslenen ilksel kaynakları ile kişisel bilinçdışının ürünüdür. Psikanalizin öncülerinden Karl Abraham ve Otto Rank, mitleri, "halkların kitle rüyaları/fantezileri" olarak tanımlar. Campbell'e göre rüya kişiselleştirilmiş mit; mit ise kişisellikten arındırılmış rüyadır. Ancak rüyalarda, rüyayı görenin iç çatışma ve eksiklikleri, "Ruh"un sembollerini ve dinamiklerini çarpıtır, tahrif ederken, mit kahramanının karşılaştığı sorunlar ve aranılan çözümlerin evrensel geçerliliği vardır."
Sayfa 46 - Bilincin Öyküsü Olarak MitolojiKitabı okudu
"Masallar, mitler ve rüyalar aynı kumaştan biçilmiştir. Üçü de bilinçdışının ürünüdür: İlk ikisi ortak bilinçdışının şekillenmesi, "resim"lenmesidir; rüyalar ise ortak bilinçdışından beslenen ilksel kaynakları ile kişisel bilinçdışının ürünüdür. Psikanalizin öncülerinden Karl Abraham ve Otto Rank, mitleri, "halkların kitle rüyaları/fantezileri" olarak tanımlar. Campbell'e göre rüya kişiselleştirilmiş mit; mit ise kişisellikten arındırılmış rüyadır. Ancak rüyalarda, rüyayı görenin iç çatışma ve eksiklikleri, "Ruh"un sembollerini ve dinamiklerini çarpıtır, tahrif ederken, mit kahramanının karşılaştığı sorunlar ve aranılan çözümlerin evrensel geçerliliği vardır."
“Mitin amacı, olayların gelişigüzelliğini anlamlı bir sıraya sokup, zekâmızın zaman kaosu karşısında yenik düşmemesini sağlamaktır. Bu yolla mit, fanilik ve ölüm dışında geriye hiçbir şey
bırakmayan zamanın acımasız akışından anlar çalarak tarihi katlanılabilir kılar...
Ama eğer arkaplanda kontrolü elinde bulunduran mitolojik örgü, sahnedeki tek algılanabilir gerçeklik haline gelirse ne olur? Tarih, varoluşsal yapı ve ahlaki biçimin olmadığı bir kırık inançlar, yok olan kesinlikler zinciri olur"
Özne gerçek (dış) ya da ruhsal (iç) nesnelerinin şiddeti ile sürüklendiği ve nesneleri ile arasına mesafe koyamadığı, kendi varoluş boyutunu koruyamadığı oranda patolojiye açıktır.
Biz hepimiz, hala çok “teorik insanlarız” ve bilmenin gerçekten de “erdemli” yapmaya yettiğini sanabiliyoruz. Psikanaliz bunun böyle olmadığını ispatlamıştır. Bilgi başka şeydir, iyileştirici etken başka. En derin bilinçdışını değiştirmek, insanın diğer hayati organlarını değiştirmek kadar güçtür. Psikanaliz sayesinde ulaşabileceğimiz tek şey, benin bilinçdışı karşısında farklı bir tavır alabilmesidir. Ama bu da az bir şey değildir, hatta insanlığın gelişme tarihinin gösterdiği gibi, her şeydir.