Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M. Reşit Çelikten

M. Reşit ÇeliktenZerdüşt yazarı
Yazar
8.4/10
14 Kişi
44
Okunma
0
Beğeni
768
Görüntülenme

M. Reşit Çelikten Gönderileri

M. Reşit Çelikten kitaplarını, M. Reşit Çelikten sözleri ve alıntılarını, M. Reşit Çelikten yazarlarını, M. Reşit Çelikten yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
407 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
238 günde okudu
Kitap kesinlikle çok iyi dili yalın ve akıcı. Dönemin tarihi olaylarına kültürel yapısına ışık tutuyor. Pir Sultan’ın çocukluğundan ölümüme kadar yaşantısını anlatırken dönemin kültürü ile adeta besliyor. İçerisinde Pir Sultan’a ait deyişlerle karşılaşacaksınız ve bu deyişleri olaylar ardından okuduğunuz için daha da anlam kazanacaklar. Bir anda melodisini duyar olacaksınız. Dönemin ileri gelenleri hakkında da bilgi sahibi olacaksınız. Bir solukta bitirilecek bir kitap. Son sayfalarını ağlayarak okuyacaksınız.
Pir Sultan
Pir SultanM. Reşit Çelikten · Fark Yayınları · 201818 okunma
Sevginin insanlar üzerindeki etkisi hep aynı değildir. Bazı insanlar sevgiyi tadınca sevdiğine zarar gelmemesi için pek çok şey karşısında susup olanı biteni sineye çekerek acizleşip sinerken; bazı insanlar da bunun tam aksine sevgiyi tadınca yiğitleşip cesurlaşır.
Reklam
Bilmek ile yaşamak arasında çok büyük farklar vardır, bildiğini unutabilirsin ama yaşadıklarını asla unutamazsın.
Sayfa 380Kitabı okudu
Huzur öyle garip bir histir ki yaşayanın duruşuna gülüşüne, yürüyüşüne, bakışına, konuşmasına yansır. Huzurlu insanın hareketleri daha bir yavaş daha bir güvenlidir. Çevresine gülümserken gözlerinde derin ve sonsuz bir şefkat belirir ve huzurlu insan nerede olursa olsun, hemen fark edilir.
Sayfa 333Kitabı okudu
Zaman yaratılıştan beri insanların en büyük sıkıntısı olmuştur. Nasıl kullanılacağını bilmeyenler için kaybedilen büyük bir hazineyken, nasıl kullanılacağını bilenler için her türlü hazinenin kapısını açan bir anahtardır.
Sayfa 332Kitabı okudu
Bütün insanların en büyük hayali hiç şüphesiz ki ölümsüz olmaktır. Çünkü insanların en büyük korkusu ölümle birlikte yok olmak düşüncesidir. Bu aslında bir çeşit varlık mücadelesidir, var olma, hep var olma hiç ölmeme gibi sınırsız istekleri var insanların.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Doğum nasıl var oluşun başlangıcısıysa ölüm de yok oluşun başlangıcıydı.
Sayfa 211Kitabı okudu
“İnancın insanlara vermesi gereken şey huzur, düzenli ve sağlıklı bir yaşam olmalı, inançta vahşet ve kanın işi olmamalı. İnsanlar sevgiyle yaklaşmalı inandıkları tanrıya, korkunun yarattığı bir inancın sağlıklı olacağını düşünmüyorum.korkunun getirdiği inanç daha büyük korkular karşısında yok olur.”
Benim için yaşamak; yemek içmek, yatmak kalkmak, sevişmek demek değildir.
Çok daha yüce bir tanrı olmalı, suyu var eden her şeyi var eden, kurbanlar istemeyen kandan hoşlanmayan daha sevecen bir tanrı olmalı…”
Reklam
“ Ben Tanrı olsaydım, insanlarıma gazap göndermez, onları hep severdim.”
Zerdüşt'ün müritleri bir elin parmakları kadardı. Kimse Zerdüşte aldırmazken, neredeyse iki bin beş yüz yıl sonra Nietzsche birdenbire onu keşfetmişti. Nietzsche İsa'ya karşıydı, Gotama Buda’ya da, ama Zerdüşt'ün yanındaydı. Çünkü Nietzsche de hayata karşı aynı tavrı ve yaklaşımı izliyordu. Tüm bu dinlerin, bu büyük dinlerin insanlığın kalbinde gitgide daha fazla suçluluk yarattığını görmüştü. Daha fazla sefalet ve acı yaratıyor, savaşlara ve insanların canlı canlı yakılmasına neden oluyorlardı.
Yaşam ve Anlam hakkinda
Zerdüşt otuz yaşındayken evini barkını terk edip dağlara çekiliyor. Gotama Buda sarayını yirmi dokuz yaşında terk etti, İsa öğretilerine otuz bir yaşında başlamıştı. Bu da gösteriyor ki gençliğin ruhumuzu esir aldığı “ben”ciliği terk edip aklı salim bir yaşa gelmek düşünce özgürlüğünün pırıltıları açısından önem arz ediyor. İnsan aklı gençlik yıllarında değil de belli bir sorgulama yaşına geldiğinde düşünce üretebiliyor; artık onlar için "anlam” ve “farkındalık” arayışları başlıyor. Varoluşungüneşinden beslenmek, akıllara mukayyet olmak için kendi içlerindeki yalnızlıklarına dönüyorlardı.
İnsanın memleketi bir başka oluyor, memleketi de ev gibi düşünmek lazım, gurbet hayatı misafirliğe benzerken memleket hayatı kendi evinde yaşamak gibidir.
Geçmişi öğrenmek gerek yoksa bugün olanları anlamak ve onunla mücadele etmek mümkün değildir.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.