Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

M.Tahir Hatipoğlu

9.0/10
1 Kişi
2
Okunma
0
Beğeni
258
Görüntülenme

M.Tahir Hatipoğlu Sözleri ve Alıntıları

M.Tahir Hatipoğlu sözleri ve alıntılarını, M.Tahir Hatipoğlu kitap alıntılarını, M.Tahir Hatipoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tiyatronun böylesi...
Aziz Nesin öykülerinde karısını dövmeyen erkeklerin kahvede arkadaşlarından utandıklarını, o yüzden bazılarının dövüyormuş gibi övünerek anlattıklarını bir güzel anlatır. Bazı kadınlar da komşular duysunlar diye dayak yiyormuş gibi yapar, " ah vah, vurma" gibi sesler çıkarırlar.
Sayfa 110Kitabı okudu
Az öteye gitme...
...Aylar sonra gelen haberde " oğlunuz şehit oldu" yazar bu kadar: Şair Jak Ihmalyan'ın dizeleri geçerlidir: " Askerler kura çeker orduda Burada da kura çekiyoruz Kimine bu dünya çıkıyor Kimine öte dünya" Zalim devlette çarklar böyle döner. Fakire kura çekmede 'öte dünya' çıkar. Buna rağmen, ağlama sızlama, arkasından bir de " vatan sağolsun" denir, oturulur.
Reklam
Nikfer köyü mezarlığında çocuk mezar taşı yoktur. Olsa, mezarlık yetmez. İmama hocaya duaya bile gerek duyulmaz. Bu işler öylesine doğallaşmıştır ki, evlenecek kız çocuklarının çeyizleri arasına bir de seccade konur. Seccade sade namaz için değil, ölecek çocuğun ölünce sarılması içindir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Kahraman Denizli
Dr.Kemal Şakir"Selçuklu imparatorluğunun çöküşü karşısında ilk önce istiklalini ilan eden Denizli olmuştur"diyor.Ve bu sözlerini doğrulamak için sözü milli mücadeleye getirir:"Yunan izmiri istila edip bu havaliye doğru işgallerini genişletmeye başladıkları zaman Aydın ve Nazilli civarında hiç bir direnişle karşılaşmamışlardır.Halbuki Denizli hududuna geldikleri vakit bir avuç Denizli kahramanı işgalcileri çiçek buketi yerine süngü ile karşılamıştır. Öğretmen Atif Tüfenk,"Denizli Birinci Cihan Savaşı yıllarında evlatlarının yüzde seksenini Vatan uğruna kaybetmiş ve pek büyük sıkıntılar çekmiştir" diyor.Dr.Haluk Cillov da bu yüzden Denizli dokuma sanayinin gerilediğini,1.dünya harbinde askere giden askere giden ustaların yerleri boş kalmış ve sanat yer yer gerilemiştir.Denizli de yumağı bitirmeden askere giden dokumacıların yumakları yıllarca asıli kalmış,onların işlerini dokuyuverecek bir usta bulunamamıştır"diyor
Sayfa 144Kitabı okudu
Denizli ve efeler
İkindiye doğru Goncalı'dan istenen depo erleri,tüfekler ve top geldi.Zeybekler ileride,Demirci Efe ve yanındakiler arkada şehre doğru yol aldılar.Ağır ağır yürüyorlardı.Nihayet hükümet konağının avlusuna girdiler ve burada durdular.Makinalı tüfeklerden birisi caddenin bir istikametine,diğeri öbür istikametine karşı kapının iki tarafına yerleştirildi.Top kışla binalarının yanına gönderildi,yerleştirildi ve ağzı şehre doğru çevrildi.Şehri yakmak için belediye gazhanesinde dolu gaz tenekeleri hükümet konağının avlusuna getirildi.Bu sırada zeybeklerden bazıları mahalle aralarına dalmıştı.Kahvelerdeki halk ve sokaktaki çocuklar kaçışıyordu
Başkaları için yaşamak...
Hatça'nın dokuz yıl süren bu evlilikten çocuğu olmaz. Oysa o çocuk hasretiyle yanıp tutuşur. En sonunda tek sermayesi aklı ile Hatice, iki çocuklu bir adama kaçar. Kaçma kararını verirken," Onlar hem zengin hem okumuş; ben rezil olsam bile çocuklarım olmaz" diyerek kaçma kararını alır.
Reklam
Doğarken öksüz Hatce
Hatça anne sütü emmeden, ana koynu görmeden ana kokusunu duymadan büyür.
- Ah... neler çektim neler der. Kendi kendine konuşur. Allah'ı Allah'a şikayet eder.
Sayfa 133Kitabı okudu
Nikfer köyü
Kadınların siyah çarşaf-peçe gibi Arap kalıntısı giyimleri olmaz. Onlar beyaz, ' bürgü' denilen örtüyle ' bürlenmeyi' bilirler. Bellerinden altını kendi dokudukları bezden gergiyle örterler. O yüzden M. Kemal Atatürk'ün kıyafet devrimine çabuk ayak uydururlar.
Manidar
2.Dünya savaşı yani Alman harbi yılları; yokluk ve yoksulluğun kavak boyunu geçtiği yıllar. Rus asıllı Yahudi Eugene Polinsky (d.1920) o yıllar için " 23 yaşında hayattaysanız yaşlı sayılıyordunuz" der.
Reklam
Doymaz kara toprak.
Birinci Cihan Harbi, bazılarına göre " Uzun Cihan Harbi"( 1911-1922). On binlerce genç erkek, yaşlarına değil burun ucu kıkırdaklarına bakılıp ' el verir' denilerek askere alınan ana kuzusu çocuklar, yıkılmakta olan bir devletin son kurbanları olarak cephelerde ölür. Köylerdeki, delikanlılar Yemen'e, Balkanlara, Çanakkale'ye, Hicaz'a, Filistin'e, Trablus'a ( Sarıkamış 'a, Galiçya'ya bunu ben ilave ettim) kara vagonlarla niçin ve neden gittiklerini bilmeden gönderilirler.
Şimdi nerde o ceketler...
Erkekler o yıllarda kahvelerde " Bizim karı ceket assam gebe kalıyor" diye övünürler. İstemedikleri halde gebelik olur, bir türlü önleyemezler.