Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M.Yakup Buğra

9.3/10
36 Kişi
144
Okunma
2
Beğeni
1.037
Görüntülenme

M.Yakup Buğra Gönderileri

M.Yakup Buğra kitaplarını, M.Yakup Buğra sözleri ve alıntılarını, M.Yakup Buğra yazarlarını, M.Yakup Buğra yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yaşadığımız sınırlı hayatı değerli kılan diğer bir önemli husus da hayatlarına dokunabildiğimiz insanların sayısıdır."
30.12.1978
Yırtıldı takvimin bir yaprağı Düştü yere ömrümün bir hazan yaprağı Fark etmedim geçip gitti günlerim ve ümidim, Hatırladım yok idi rahatım dermanım . Şükredeyim Rabbime yüz binlerce bu halime Ulaştırdı bir zamanlardaki rüya ve hayâlime.
Sayfa 36 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşadığımız sınırlı hayatı değerli kılan diğer bir önemli husus da hayatlarına dokunabildiğimiz insanların sayısıdır.
Çocuklarımıza kaç tane ev, ne kadar para bıraktığımız ile ilgilendiğimiz kadar, çocuklarımızı her alanda bizden daha ileri seviyede yetiştirmeyle ilgilenmezsek, geleceğimiz bugünümüzden asla daha güzel olamaz.
Dinî ve millî örf ve âdetlerimizdeki törenler yasaklandı. İnsanlar dinî nikâhları gizli koyarken bayram namazlarını da gizlice kıldılar. Bunlar fark edildiğinde ise cezalandırıldılar. Hatta insanların karşılaştıklarında söyledikleri “Selamün aleyküm” bile yasaklandı. Onun yerine Çince “Yaşasın Başkan Mao” manasına gelen “Mav Cu Şi Veysu” sözleri söyketilmeye zorlandı, vb...¹ ¹ Yaklaşık 50 yıl önceki bu uygulamalar daha fazlasıyla şuan Doğu Türkistan'da yeniden icra edilmeye başlanmıştır. Yukarıda anlatılanlara ek olarak günümüzde, Türk kızlarının zorla Çinli erkeklerle evlendirilmesi, evlerinde Çinlilerin zorla misafir ettirilmesi gibi uygulamalarla, Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Türkler insan olmanın getirdiği en temel haklarından ve aile mahremiyetinden mahrum edilmektedirler. Bu uygulamaların amacının da Müslüman Türk kimliğini yok edip, Doğu Türkistan'ı Çinlileştirmek olduğu açıktır.
YOK ARTIK!! ALLAH BELANIZI VERSİN Ç****LER
Çinli Kızıl Muhafızlardan birisi bir çiftçinin ayağındaki çarığı görüp hayran kalıp yanındakine “bu ne?” diye sormuş. O da “eski Uygurların giydiği ayakkabı” diye cevap vermiş. Ondan sonra çarık giymek “gericilik” diye yolda çarık giyenleri durdurup ayağından çıkarıp parçalayıp atma olayları yaşanmıştı.
Reklam
Cenaze namazı kılmayı yasakladılar. Hatta bir süre bütün dinî merasimleri yasakladılar. Dinî bayram, düğün, nikâh, isim koyma ve sünnet gibi dinî ve millî adetlerimize “gericilik” diye zorla engel oldular. Hatta pazar günleri yolları kesip, sakal bırakan erkeklerin sakallarını kestiler. Sarık ve doppa takan varsa başından çıkarıp şapka giymeye zorladılar.
Onun arkasından Kur'an ve başka bütün dinî kitapları toplayıp hepsini yaktılar. Kızıl muhafızlar ev ev baskın yapıp aramada ele geçirdikleri her türlü eski kitaba zorla el koyup yaktılar. “Evde Kur'an saklayanlara çok ağır ceza vereceğiz” diye dehşet saçtılar. Aramada evinde Kur'an bulunan ve teslim etmeyi reddedenleri feci şekilde döverek, bazılarının boynuna Kur'an'ı asıp teşhir ettiler.
Her şeyden önce dinimiz ve millî varlığımıza hücum başladı. Önlerine çıkan mescit, medrese, han, hamam ve tarihî eserleri yıktılar. Büyükşehirlerde bunlardan sağ kurtulan birkaç tane olsa da, köylerde hiç kalmadı.
Tam adı “Proletaryanın Büyük Kültür Devrimi.” Buna insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri desek abartmış olmayız. Çin komünistlerinin resmî açıklamalarında bu felakette ölenlerin (öldürülenlerin) sayısı yarım milyon. Ancak bağımsız kaynaklar gerçek sayının üç milyon civarında olduğunu söylüyor.
Reklam
Komünist hâkimiyetin yurdumuzdaki zulmü günden güne artarak devam ediyordu. Her gün Mao'nun yeni bir “en önemli talimatı!” ilan edilip halkın üstüne yine baskı kuruluyordu (Komünistler Mao'nun buyruklarını 'en önemli talimat' diye anlandırıyorlardı).
Yıldızlar parıldar, karardığında gökteki çatım, Rabbim gelir yâdıma, karardığında bahtım.
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.