Tarihin bize öğrettiği çok şey var. Ama öncelikle sakin ve güvende kalmamız çok önemli. Virüsü küçümseyerek bir yere varamayız; oldukça basit önlemlerle yakın bir süreçte her şeyin normale dönmesini sağlayabiliriz. Sosyal mesafelendirmeye direnmenin bedeli ölüm olmamalı.
Salgın hastalıklara yeni bir yaklaşım önerisiyle, sanat eserleri üzerine hazırlanan; psikolojinin edebiyatla, müzikle ve tarihle iç içe geçtiği zengin bir kaynak Salgın Psikolojisi. Konuyla ilgili yeni gelişmekte olan literatürün ilk halkalarından aynı zamanda. Benim için oldukça verimli ve keyifli bir okuma süreci oldu. Tarih boyunca insanların nasıl hastalıklara, hastalıkların ise nasıl sosyal devrimlere yol açtığını, yaşanan vakaları, bütün bunlarla nasıl başa çıkılıp acının nasıl dönüştürülebil-diğini/eceğini mercek altına alıyor. Küresel olarak yeni zorlukların yaşandığı bir dönemde, sorunları krize dönüştürmeden aşabilmek için realiteden uzaklaşmadan; karamsarlıktan, felaket senaryolarından uzakta, sorumlulukla hareket edebilmek gerekiyor.
Edip Cansever gibi, insanı var kılan duyguyu: umudu önceleyerek yaşama bakabilmeli;
“Bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan
yeni bir başlangıç vardır.”
İyilik ve ferahlık dünyaya ancak insanların gayretine bağlı ilahi lütufla gelir. “Aktif iyi” olabilmek ve ümitle gayret gösterebilmek hepimizin temennisi olmalı. Yorgun bir geceyi aydınlık bir sabaha devredebilmek; yeni bir başlangıcın yenileyici ruhuna erişebilmek için bize gereken şeyin ne olduğunu biliyoruz..
"Günlük tutmak, zorlandığınız anları yazmak, kendinizi ifadenin bir yöntemi olarak işlevseldir. Kaygınızı, korkunuzu ama en çok da iyimserliğinizi ve umudunuzu yazabilirsiniz. "
Koronavirüs har vurup harman savurduğumuz doğanın önemini, huzurla sokaklarda yürümenin hazzını hatırlattı. Asıl olanın bir toprağı fethetmek değil o toprağın üzerinde özgürce yaşamak olduğunu hatırlattı.
Ölüm, geride kalan için hayatın başka bir kapısıdır. Kaybın ardından değişir her şey. Bir kayıp, daha önce bilmediğimiz güçlerimizi çıkartır ortaya, beklemediğimiz desteklerle sarmalanabilir, bilmediğimiz yardım ellerine uzanabiliriz.
Kötülük yapmak için, karşıdakinin insan olduğunu unutmalısın. Bir savaş pilotu bomba attığı topraklarda çocukların oynadığını düşünümüyordur mesela, düşünse kendi çocuğunu hatırlar zira. Yani kötülük diğer insanla olan insani bağı kesip onun insan olduğunu unutmakla başlar diyebiliriz.