Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahmûd el-Mısrî Ebu Ammâr

Mahmûd el-Mısrî Ebu AmmârHayâtu's - Sahabe yazarı
Yazar
8.8/10
16 Kişi
45
Okunma
3
Beğeni
1.730
Görüntülenme

Mahmûd el-Mısrî Ebu Ammâr Sözleri ve Alıntıları

Mahmûd el-Mısrî Ebu Ammâr sözleri ve alıntılarını, Mahmûd el-Mısrî Ebu Ammâr kitap alıntılarını, Mahmûd el-Mısrî Ebu Ammâr en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vallahi İslam ümmetinin izzetten sonra zillete, zenginlikten sonra fakirliğe, kuvvetten sonra zayıflığa, ilimden sonra cehalete düşmesinin sebebi, Rabbine tevekkül etmeyi terk etmesi ve izzeti gidip kimi zaman dinden uzak olan doğuda, kimi zaman da kafir batıda arayarak,göklerin ve yerin hazinelerinin gerçek sahibinin Allah olduğunu unutmasıdır.Aynen şu ayeti unutması gibi: "İzzeti arzulayan bilsin ki, izzet tamamıyla Allah'a aittir." (el-Fâtır: 10)
Ibn Ebi Muleyke'nin şöyle dediği rivayet edilir: Ebu Bekir'e (radıyallahu anhu) Allah azze ve celle'nin kitabındaki bir âyet hakkında sorulduğunda "Allah'ın kitabındaki bir âyet hakkında onun dilemediği bir şeyi söyleyecek olursam, hangi yer beni üzerinde taşır, hangi gök beni gölgeler, nereye gider ve ne yaparım?!" diye karşılık verdi.
Reklam
Ebû Hureyre radıyallahu anh söyle anlatır: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir gün, yanında bir bedevi var iken şunları anlatmıştır: "Cennette olan bir kimse Rabbinden orada, ziraatte bulunmak üzere izin istedi. Allah ona; "İstediğin şeyleri elde etmedin mi?" buyurdu. Adam, "Evet, ama ziraat yapmak istiyorum" dedi. Bunun üzerine araziye tohum att. Tohumlar hemencecik filizlendi, dağ gibi büyüdü ve hasat edilecek duruma geldi. Allah ona, "İşte al. Ey Ademoğlu! Hiçbir şey senin gözünü doyurmaz dedi." Resûlullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem yanında bulunan bir bedevi, "Bu kişi, olsa olsa ya Kureyş'ten ya da ensardan bir kimsedir. Ziraatçi olan onlardır dedi. Bu söz üzerine Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem gülümsedi.
Yine Omer ibnu'l-Hattab (radıyallahu anhu) şöyle der: Rasulullah (sallallahu aleyhivesellem) bize tasaddukta bulunmamızı emretti, benim de bunun için yeterince malım vardı. Ben "Eğer bir gün Ebu Bekir'i geçeceksem, o gün bu gündür" dedim. Doğruca gittim ve malımın yarısını getirdim. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) "Ailen için ne bıraktın?" dedi, ben de "Bir bu kadar" diye cevapladım. Sonra Ebu Bekir malının tümünü alıp geldi. Rasûlullah ona da "Ailene ne bıraktın?" diye sorunca, "Onlara Allah'ı ve Rasûlü'nü bıraktım" diye karşılık verdi. Bunun üzerine ben "Ben seni hiçbir konuda geçemem" dedim.
Ümmü'd Derda'dan (radıyallahu anhâ): Ebu'd Derdâ'nın üç yüz altmış kadar Allah için sevdiği arkadaşı vardı.Namazlarda onlar için dua ederdi.Bununla ilgili bir şey söylediğimde şöyle dedi: 'Bir kişi kardeşi için,onun gıyabında duada bulunursa,Allah,onun için iki meleği görevlendirir ve şöyle derler: 'Sana da bir misli verilsin.' Bana meleklerin dua etmelerini istemeyeyim mi?' İbn Asakir 13/389/2.
İmam Kurtubî şöyle demiştir: “Allah Teâlâ kullarını onbir sıfat ile tavsif etmiştir. Bu onbir vasıf şöyledir: Tevazu, yumuşak huyluluk, teheccüd, korku, israftan uzak durmak, saçıp savurmaktan kaçınmak, şirkten uzak olmak, zina etmemek, adam öldürmemek, tevbe, yalandan kaçmak, öğüt almak, Allah'a yakarmak.”
Reklam
İbn Recep şöyle demiştir: Kişinin sonu önceden yaptıklarının mirasıdır…
Enes'ten(radıyallahu anhu) rivayet edilir: Bir keresinde Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, Ebu Bekir,Ömer,Osman Uhud dağına çıktılar.Dağ onları sallayınca Nebi şöyle dedi: "Dur ey Uhud; senin üzerinde bir Nebi, bir sıddık ve iki şehid var." (Buhari,3675;Ebu Davud,4651;Tirmizi,3697)
Allah'ım sen olmasan biz hidayet bulmazdık Taaadduk etmez, namaz kılmazdık Bizi bağışla, canımız yolunda feda Üzerimize sekine indir, ayaklarımızı sabit kıl Düşmanla karşılaştığımızda...
Allah Teâlâ her kapı için onu açacak bir anahtar yaratmıştır. Mesela namazın anahtarı abdesttir. Allah Resûlü sallallâhu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyurmuştur: “Namazın anahtarı abdesttir.” Haccın anahtarı ihramdır. İyiliğin anahtarı doğruluktur. Cennetin anahtarı tevhiddir. İlmin anahtarı güzel soru sormak ve dinlemektir. Zaferin anahtarı sabırdır. Daha fazla nimetin anahtarı şükürdür. Velayetin anahtarı sevgi ve zikirdir. Kurtuluşun anahtarı takvadır. Tevfikin anahtarı terğıb ve terhibdir. Duanının kabul edilmesinin anahtarı dua etmektir. Ahireti arzulamanın anahtarı dünyaya meyletmemektir. Imanın anahtarı Allah'ın kullarını düşünmeye çağırdığı hususları tefekkür etmektir. Allah'ın huzuruna gelmenin anahtarı kalbin müslüman olması, yalnızca Allah için sevip, buğzedip, amel edip ve tavır koymasıdır. Kalbin diri olmasının anahtarı Kur'ân'ı düşünmek, seher vakitlerinde Allah'a yakarmak ve günahları terk etmektir. Rahmetin anahtarı yaratıcıya kulluk ederken onu görüyormuşcasına ibadet etmektir ve kullarla yararlı işler konusunda yarışmaktır. Rızkın anahtarı bağışlanma dilevip takva sahibi olmakla birlikte çalışmaktır. Gerçek izzetin anahtari Allah'a ve Resûlüne itaat etmektir. Ahirete hazırlık yapmanın anahtarı kasr-ı emeldir. Her türlü hayrin anahtarı Allah'ı ve ahiret gününü arzulamaktır. Her türlü şerrin anahtarı ise dünyayı sevmek ve tul-i emel sahibi olmaktır.
O İbn Kayyim, Muhtarasu hadi'l-ervah, s. 47-48.Kitabı okudu
Reklam
Anbes İbn Akabe Abdullah İbn Mesud'un şöyle dediğini aktarır: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin olsun ki, yeryüzünde uzun süre hapsedilmeyi 'dil' den daha fazla hak eden başka bir varlık yoktur."
Ebu Hayyan der ki: Şu iki şey, bütün iyilikleri kendilerine toplamaktadır: Sabır ve işi Allah'a bırakma.
195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.