Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marianna Yerasimos

Marianna Yerasimosİstanbullu Rum Bir Ailenin Mutfak Serüveni yazarı
Yazar
Çevirmen
8.9/10
11 Kişi
36
Okunma
6
Beğeni
1.324
Görüntülenme

Marianna Yerasimos Sözleri ve Alıntıları

Marianna Yerasimos sözleri ve alıntılarını, Marianna Yerasimos kitap alıntılarını, Marianna Yerasimos en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaygana , Kayseri yöresinin Hristiyan Ortodoksları için Noel'in özel yemeğiydi ,aynı zamanda sembolik anlamlarla yüklüydü.Yumurta/kaygana doğurganlığı simgeleyen bir yiyecekti ve Meryem Ana'ya bir sunuydu.
Sayfa 17 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Evet göçmenler inadın kitabını yazmış olabilir. Belki birazcık :D
Arnavut kanı olup da pırasayı sevmeyen mi var? Dedemin damarlarında da bolca Arnavut kanı dolaşırdı. Katıksız bir inatçıydı (bir kez tartıştığı kardeşiyle ölünceye kadar bir daha konuşmadı)...
Yaya bana can sıkıntısını, mutsuzluğu, yürek acısını çalışarak alt etmeyi öğretti. " Sabah kalktığında önünde yapacak işin olsun" derdi, " Ne iş olursa olsun; ister yorgan kapla, ister pirinç, ister bamya ayıkla ya da yemek pişir. İş insanı kurtarır."
Kaygana Kayseri yöresinin Hristiyan Ortodoksları için Noel'in özel yemeğiydi,
aklın yolu bir. :)
Yaya bana can sıkıntısını, mutsuzluğu, yürek acısını çalışarak alt etmeyi öğretti. "Sabah kalktığında önünde yapacak işin olsun" derdi. "Ne iş olursa olsun; ister yorgan kapla, ister pirinç, ister bamya ayıkla ya da yemek pişir. İş insanı kurtarır."
Reklam
Ölçek denen nesneyi ancak tatlı yaparken kullanırdı: "Tatlı çapaçulluk kaldırmaz." Nokta.
Aşçı Ağıtı
Medar-ı iftiharını kaybettin [İzmir] Kaybettin Frenk limanını [...] Yok oldj Glasada [dondurma] ve somadalar [badem şurupları] Biskotinia ve rosoliolar Hatta limonatalar Ve keman eşliğindeki danslar.
Yaya* bana can sıkıntısını, mutsuzluğu, yürek acısını çalışarak alt etmeyi öğretti. “Sabah kalktığında önünde yapacak işin olsun” derdi, “Ne iş olursa olsun; ister yorgan kapla, ister pirinç, ister bamya ayıkla ya da yemek pişir. İş insanı kurtarır.” *: Yaya: Yunancada -ve Ermenicede- “büyükanne”, “nine” anlamına gelir.
Reklam
Bazen bir yemeğin tadı, bazen kokusu, bazen de sadece adı duyarlılığı kamçılayabilir. Neşelendirebilir, hüzünlendirebilir, hafızayı yıllar öncesine götürebilir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Mudurnu'nun bu testileri o kadar ünlüymüş ki ,hatta Hindistan'da bir kadın kocasına kızdığında: Ben senin beni gördüm. Yohsa bana Rùm'un sanevber kûzesinden (fıstık çamı bardağından) âb-ı hayat mı nùş etdirdin ( su mu içirdin) ? diye sitem edermiş.
İbn Battûta' nın naklettiğine göre, 14. yüzyılın başlarında, " Beni öldürsen de yemem" diyecek kadar tatlılara tepki duyan Türkler, Müslümanlıkla birlikte balın, pekmezin, giderek şekerin ve bunlardan üretilen her türlü yiyeceğin sadık tüketicisi oldular. Müslümanlıkla ve Arap etkisiyle başlayan tatlı sevgisi Osmanlı beslenme kültürünün temel öğelerinden biri haline geldi.
Kavm-i Tatar ömürleri içinde su içmek ve etmek yemek nedir bilmezler. Eğer etmek yeyüp su içseler belki ölürler (...) darı yerler, gayri buğday ve arpa nedir bilmezler." "Tatarın yediği darı ve geydiği deri."
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.