En Eski Marie Cardinal kitaplarını, en eski Marie Cardinal sözleri ve alıntılarını, en eski Marie Cardinal yazarlarını, en eski Marie Cardinal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ramazan, ağustos ayında, bağbozumuna rast geldiğinde, güneş her şeyi kavururken, gökyüzü bembeyazken, ağustos böcekleri inatla cırcır öterken, erkekler ne bir yudum su, ne de sigara içerlerdi. Oysa kimse onları buna zorunlu kılmazdı, mecbur etmezdi. Çocuklar, küçük oldukları için su içebilirlerdi, bu yasak değildi, ama saygılarından su içmezlerdi. Daha sonra, güneş batarken şenlik muhteşem olacaktı. Alabildiğine soğuk su, alabildiğine nefis koku alabildiğine tatlı olacaktı.
Yazar Marie Cardinal 'in kendi hayatında olduğu gibi Atina, Cezayir ve Fransa'da öğretmenlik yapan, mutlu bir evlilik ve huzurlu bir hayat derdinde olan Lola'nın hayat öyküsüne şahit oluyoruz. Bu şahitliği ederken hayattaki en önemli unsur: Aşk ve aşklar... Bu çerçevede dönen bir roman.
Yazar, Lola'nın hayat hikayesini işlerken, olaylardan çok duygularına ağırlık vermiş. Hayat hikayesi, kronolojik bir şekilde işlemek yerine dağınık bir şekilde Lola'nın hayatına iniyoruz. Kah altmışlı yaşlara, kah çocukluk yıllarına gidiyoruz. Bu yolculukta insanın değişik duyguları ayrıntılı bir şekilde ele alınırken; olaylar kısa bir şekilde aktarılıyor.
"Muhakkak okunması gereken bir kitap" diyemeyeceğim, zaten ülkemizde fazla bilinmeyen bir eser olan "Aşk...Aşklar" kitabı kısa, okuyucuyu fazla yormayan, kadın gözüyle aşklara bir göz atış...
Aşk... AşklarMarie Cardinal · Can Yayınları · 200010 okunma
Senaryo yazma sürecindeki yalnızlık, parayla ilgili terslikler, filmi yapmayı asla becerememe korkusu ve sonra doğum: çekim, montaj, piyasaya çıkış. Film hazır, o başkalarının oldu, hayatını yaşıyor, şeride dönüşmüş hayatını...
Lola Müslüman olmadığı için şanslı olduğunu düşünüyor. Tanımadığı bir adamla evlendirilmek hiç hoşuna gitmezdi. Çiftlikte geçen çocukluğundan aklında kalan tek kötü anı: On üç yaşındaki arkadaşı Meryem’in evliliği.
...yazın ortasında ölmüştü babası. O, plajdaydı. Otomobille onu almaya gelmişlerdi. Ona: “Baban dün gece öldü, Cezayir’e dönmen gerekiyor,” demişlerdi. Bu kadar, daha fazlası değil.