Marinos Sariyannis, 1973 yılında Atina'da doğdu. Selanik Aristoteles Üniversitesi'nde Tarih ve Arkeoloji okudu ve 2005 yılında aynı üniversitede doktora tezini aldı (“Osmanlı İstanbul'unda marjinal gruplar ve davranışlar, 16.-18. yüzyıllar”). 2007 yılından bu yana Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü/FORTH'da araştırmacı olarak çalışmakta olup Osmanlı sosyal, kültürel ve entelektüel tarihi konusunda uzmanlaşmıştır. 2014-2015'te Yunanistan Araştırma ve Teknoloji Genel Sekreterliği'nin (NSRF 2007-2013) "Aristeia II" eylemi kapsamında "OTTPOL: Erken modern Osmanlı siyasi düşüncesinin tarihi, 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar" araştırma projesini yürüttü. 2018 yılından itibaren Avrupa Araştırma Konseyi (ERC Consolidator Grant) tarafından finanse edilen "GHOST - Osmanlı Doğaüstü Geleneğinin Coğrafyaları ve Tarihleri: Osmanlı Zihniyetinde Sihri, Muhteşemliği ve Garipliği Keşfetmek" projesini yönetmektedir. Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü/FORTH'un müdür yardımcısı ve Archivum Osmanlıcum (Wiesbaden) ve Bulletin de Correspondance hellénique moderne et contemporain (Atina – Paris) yayın kurulu üyesidir. Turcica, Archivum Osmanlıicum, International Journal of Turkish Studies, Journal of Economic and Social History of the Orient, Turkish Historical Review, Der Islam ve diğerleri gibi dergilerde elliden fazla makale ve bölüm yayınlanmıştır. Ondokuzuncu Yüzyılın Başlarına Kadar Osmanlı Siyasi Düşüncesi Tarihi başlıklı monografisi 2019 yılında yayımlandı.
Tam adı:
Marinos Sariyannis
Unvan:
Araştırma ve Teknoloji Vakfı - Hellas , Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü , Öğretim Üyesi, Yazar
Osmanlı kozmografyasında, insanın yaratılışından sonra cinlerin adalara sürüldükleri, ancak zaman zaman eski yerlerini hatırlayıp geri döndükleri ve ağaç köklerine ya suların ya da kaynakların yakınlarına yerleştikleri belirtilir.
“ Osmanlı yetkilileri büyücülüğü genel olarak kabul etmiş ya da en azından hoş görmüş gibi görünmekle birlikte, büyücülere ve cadılara karşı gene de tetikte olmuş ve heretiklik/İslam’a karşı gelme ya da siyasi kışkırtma şüphesi duyduklarında onları cezalandırmışlardır.”
Bu kitap hakikâten çok güzel ve enteresan bir eser olmuş Osmanlı Devrinin korku fenomenlerini ve fenomenolojisini akademik bir dil ve kaynaklarla ele almış Tabii din kaynaklı olarak Osmanlının korku algı ve anlayışı Batı ve Hristiyanlıktaki anlayış ve inanıştan çok farklı ve her alanda olduğu üzere kendine münhasır... Şunu öğrenmek bu anlamda benim adıma çok ilginç oldu mesela Şöyle ki " Osmanlıda olağan üstü diye bir kavram yoktur hiçbir yazılı kaynakta da ' olağanüstü ' diye bir tabire rastlanmaz Zira , Osmanlılar inanç ve itikâtleri gereği bilemeyip adlandıramadıkları mana veremedikleri meta fizik ve fizik ötesi olgu ve vakaları " harükûlade " olarak yorumlamış ve kaydetmişlerdir Bu kelime etimolojik olarak Allahın yapmış olduğu mükemmel iş Onun takdiri ve hikmeti olarak ifade edilmiştir Bu çok enteresan aynı zamanda da çok naif ve inanç dolu bir izahat değil mi ??? Bunu çok kendine has ve sofistike bulduğumu belirtmeliyim Bunu öğrenmekle de taze bir Tarihçi ve gedikli bir İlâhiyat öğrencisi olarak çok mutlu oldum doğrusu Osmanlı hep farklı...
İlginç bir konu. Bir o kadar da merakla okudum. Ve gayet de mutlu oldum. Kitap kısa, aslında yazarın 3 tane makalesinden oluşmuş. Kısaca kitapta Osmanlı Devleti’nin, dönemin ulemasının, kalem erbabının cinlere, ruhlara, hortlaklara vs. bakış açısı neydi sorusunun peşine düşmüş yazar. Bu kelimelerin literatüre girip girmediği örnekler üzerinden anlatılmış. Siyasi ve dinî otoritenin bu tarz konulara yaklaşımını gene örnekler üzerinden anlatmış.
Kitap, konuya ilgi duyan yazarın, 2013 ve 2015 yıllarında kaleme aldığı iki makalesinin birleştirilip düzenlenmesi ile oluşturulmuş. Hemen her sayfanın altında, kendisinden önceki araştırmalara veya konu ile ilgili daha kapsamlı bilgilere ulaşmak isteyenler için kaynak bilgisi eklenmiş. Kitabın sonunda da ayrıca bir kaynakça mevcut. Kitap kısa