İnsanın aslında bir değil bir çok olduğunu, bir birlik ve uyum değil çokluk ve uyumsuzluk olduğunu, farklı zamanlarda onun sorumluluğunu alan sürekli ve gerçek bir 'Ben' e değil yüzlerce farklı ve oldukça çelişkili 'Ben' e e sahip olduğunu, gerçek bir iradeye değil her bir 'ben' e ait bir sürü değişen çatışmalı iradeye sahip olduğunu, sadece çok nadir anlarda şuur sahibi olduğunu, genellikle uyur-uyanık garip bir halde bulunduğunu ve tüm bunların sonucu olarak gerçek bir yapabilme gücüne sahip olmadığını,bu yüzden de her şeyin sadece olmakta olduğu ve kimsenin olmakta olanı engelleyemediği bir dünyada yaşadığını fark etmeye tahammül edebilmek uzun zaman alır.
Temel olarak hayata karşı yanlış bir tutum içindeyseniz, Hayatta her şeyin doğru gitmesi gerektiğine inanıyorsanız,en sıradan meseleleri bile olağanüstüymüş gibi ele alacaksınız, sürekli hayal kırıklığına uğrayacak, üzülecek, güç kaybedecek ve hayat içinde zayıf bir insan olacaksınız.Hayat hakkında çok büyük miktarda duygusal saçmalık konuşuluyor ve yazılıyor.Çalışma der ki, hayat mekaniktir, insanlık uykudadır, insan bir şey yapamaz ve her şey kendiliğinden olur.Fakat insan çok kötü şeyler olduğunda bile buna inanmaz,şu veya bu kişiden dolayı olduğunu ve bunun olağanüstü olduğunu imgeler.
"Bir insan, birlik değil çokluk olduğu açısından kendini gözlemlemeye başlarsa, kendi varlığı üzerinde çalışmaya başlar. Bir olduğu inancının etkisi altında kalırsa bunu yapamaz, çünkü kendini kendisinden ayırmayı başaramayacaktır."