Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde kendi kendine yetebilen (otarsik) bir ekonomidir.
1854’e kadar dışarıdan tek kuruş borç alınmamışdır. 16. asırda Fransa’ya, 18. asırda İsveç’e ekonomik yardım yapılmışdır.
İhracat, üretim faaliyetinin hedefi değildir. Üretimin temel amacı yurtiçi ihtiyaclarının karşılanmasıdır. İhracat, ülke bakımından hemen hiçbir değeri kalmamış iktisadî deyimiyle 'marjinal faydası sıfır' olan malların satılması demekdir.
Akli İlimlerin Terk Edilmesi = Matematik, kelam ve felsefenin terki.
Mülazemet Usulünün Bozulması = Kısacası torpil. Medreseye bitiren talebenin bekleme süresi içerisinde doğrudan biryerlere (yüksek medreselere) atanması.
Merkezcilik = İlim Tahsilinin belli başlı merkezlerde toplanması. Bu merkezlere uzak olanların da merkezdekiler tarafından kabul edilmeyip veya merkeze hiç ulaşamayarak heba olmaları...
Nüfus Artışı = Nüfus artışı ile iktisadî sıkıntı meydana çıkmış, bunun üstesinden de bedava yemek ve barınma ihtiyacını karşılayan medreseler, hadlerinden fazla dolmuş vee mezunlar iş bulamaz olmuştur.
Osmanlı ekonomik zihniyetini Avrupa’daki zihniyyetden ayıran temel hususlardan birisi ‘rekâbet ve çatışma’ yerine ‘işbirliği ve dayanışma’ prensibidir.
Çaldıran zaferinden sonra Şah İsmail'in Tebriz'deki sarayındaki elbiselerinden 91 adedinin Bursa kumaşından yapılmış olduğu görülmüştür.
....
Kumaşların yüksek kalitesi ve oldukça etkileyici, parlak resimli motifleri sayesinde Türk kumaşları Avrupa ve Yakındoğu ülkelerinde büyük talep alıyordu.
“Tarihçi nasıl olmalı diye sorsalar, Mehmet Ali Ünal gibi olmalı belgelerle konuşmalı derdim. Zira hocam bu kitapta hemen hemen her yerde dipnot vermiş ve bunun yanı sıra bazı yerlerde tablo ile şekiller kullanarak anlatımı kolaylaştırmıştır. Yine kitabın son sayfasında dolu dolu bir kaynakçaya yer vermesi de onun artı yönlerinden biridir.
Kitabın içeriğine gelecek olursak;
Osmanlı Devleti kendisinden önceki Türk Devletlerinin bilhassa Anadolu Selçuklu Devleti’nin siyasi, askeri,idari… mirasını devr almıştır. Mehmet Ali Hoca da devr alınan, yeni kurulan, geliştirilen bu müesseselerin Osmanlı Devletindeki karşılıklarını, kuruluşlarını, görevlerini… açıklamıştır.
Kitabın başlıca bölümleri şunlardır;
1-Osmanlı Devleti’nin Merkez Teşkilatı
2-Tımar Sistemi ve Taşra Teşkilatı
Bu 2 başlık altında konular açılmış ve kaynaklar ile anlatılmıştır.
Bunlar dışında son olarak Mehmet Ali Hocama dipnot ve kaynakça kullandığı için çok teşekkür ederim. Okurken çok şey öğrendim…”
Osmanlı sosyal ve ekonomik tarihine dair bir ön araştırma kitabı olarak okunmalı, kaynakçası faydalanılması gereken bir rehber niteliğinde.
Özelikle sosyal yaşama ilişkin fikir edinmenizi sağlayacak bir eser. Osmanlı'da kişiler ve kişi devlet arasındaki ilişkiyi sosyal tabakalaşmanın diğer çağdaşlarından farkını açıkça ortaya sermiş.
Osmanlılar, önceki Türk devletlerinde görülen idarî teşkilât ve ilkeleri gözden geçirerek iyi olanlarını almışlar, geliştirmişler; kötülerini ise terk etmeye çalışmışlardır. Zaten diğer Türk devletlerinin ömürleri ile kıyasda bulunduğunuzda yapılan teşkilatlanmanın ne kadar iyi işlediğini anlayacaksınızdır, ta ki son yüzyıllarına kadar. Kitap oldukça anlaşılır bir dilde yazılmış ve Osmanlı Devleti'nin kurumlarını görevleri ile bulunulan makamın Osmanlı devlet hiyerarşişindeki yeri oldukça ayrıntılı bir şekilde ele alınmış. Açıkçası ben okumanızı tavsiye ederim, Osmanlı Devleti'nin müesseseleri hakkında bilgi edinmek istiyorsanız, ideal bir başlangıç kitabı olucaktır.