Rızık Allah’ın ilâhî taksimidir. Çalışmaya yönelmek o rızkın anahtarı, kapısıdır. Ne zenginlik gayretin sonudur ne de fakirlik gayretsizliğin neticesidir.
Hayvanat bile fıtrat-ı ilahiye ile mabudunu tanıdığından rızkını verenin Rezzakı Kerim olduğunu ve kendini aç bırakmayacağını bilir. O yüzden kanaatkardır hırsla fırlamaz. Insanoğlu öyle değildir. Üç günlük ömrüne otuz yıllık yığarken açı ve muhtaçı unutur.
Bir kişi günlük virdlerini vakit namazlarının ardından yaparsa daha faziletli bir iş yapmış olur. Sabah namazından sonra yapması ise daha efdaldir. Akşamla yatsı arası rabıta vaktidir. O zaman rabıta yapılır.
Gavs- Bilvânisî hazretleri (k.s) buyurdu:
"Başka şeyhlerin müridleri yanında oturduğunuz zaman onların şeyhlerini methedin. Dikkat edin, onlar da Şah-ı Hazne'ye münkir olmasınlar."
Gavs-ı Bilvânisî hazretleri (k.s) buyurdu;
Tasavvufa yeni giren sofiler talimat almadan hatmeye girmesinler. Hatmenin vakti ikindi namazından sonradır. Eğer işiniz varsa, yatsıdan sonra da yapmanızda bir mahsur yoktur.
Namazdan evvel hatme yapmayın. Hatmeyi yaptıran ikindi/yatsı namazını kılmadan hatmeyi yaptırmasın.Çocuklar da yedi yaşından itibaren hatmeye girebilir."
Muhteremler!
Bu yolda âdâb bozulursa mânevî nisbet/tasarruf kesilir. Bu büyüklerin yolu baştan sona âdâb, edep, kâmil mürşide teslimiyet, Resûlullah Efendimiz'e (s.a.v) ve yüce Allah'ın hakkına hukukuna riâyettir.