Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melisa Gürpınar

Melisa GürpınarSalkımsöğütlerin Gölgesinde yazarı
Yazar
8.2/10
30 Kişi
144
Okunma
9
Beğeni
6,3bin
Görüntülenme

Melisa Gürpınar Sözleri ve Alıntıları

Melisa Gürpınar sözleri ve alıntılarını, Melisa Gürpınar kitap alıntılarını, Melisa Gürpınar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüreğimin içindeki oyuncak trense, beni sarsa­rak ilerliyor sabaha kadar. Ezmek İstercesine bedeni­ mi. Bu durumda bahar çabuk gelmeli, çiçeğe durmalı badem ağaçları. Ya ben büyümeliyim, tren küçülmeli ya da ölüm, yüreğime döşediği rayları, söküp atmalı en ıyısı.
Ama, ya konuşulanların içinde, nehrin dibindeki tortuya karışmış altın tozları gibi, şiir pırıltıları var­sa? Şair gene elemek zorunda kalacaktır sözcüklerini. Şiir yazarcasına. Çamurlu suların içinde altın arayan insanların kendilerini kavgalı bir hayata adamışlığıy­la.
Reklam
Artık kalbim, en önemli 'emanetim' sayılır be­ nim. Onun sesini ve hareketlerini taa derinden du­ yumsamak, doğmamış bir çocuğu içinde barındırmak gibi, tedirgin ediyor günlerimi.
Bu yıl uçarak geçiyor karakış. Yarısı içilmiş siga­ra gibi, sönüyor birbiri ardınca günler ufukta. Gece­nin hızla inişini ve sonra süzülüp gidişini, kargaların bağrışması beliriyor damlarda sanki.
Haftanın günlerini, onların güzelim adlarını ve bütün ayrılık anlarıyla, tarih atılmamı yalnızlıkları, kar toplayan havayı, on iki ayı, eski yazıyı, yeni yazı­ yı, ebcet hesabını, yazıtları, dikilitaşları yığın göğsü­me.
Genelde, eşyalar kalır sanılır geride, ama bizim ahşap evimizden, sevgiler azaldıkça, eşyalarda kaçı­yordu peş peşe.
Reklam
Birbirine düğümlenmiş günleri, hiç koparmadan ve unutmadan, yağmurlu sabahlardan, durgun ikindi­lerden kalan kırılmaları. Ben derim ki, şair, gözleriyle tırmanmalı acının burçlarına. Yüreğinin önünde ve ardında, sönmüş yanardağlar, kurumuş denizler, iske­ letler uçuşmalı. Her harf bir çığlık olmalı gerektiğin­ de, her dize, kanlı bir kılıç.
Yerçekimi de olmalı bir şiirde, Güneş tutulması da. Ay da buluta dolanmalı, şimşek de çakmalı. Kum fırtınasının içinden geçen bir kervan gibi, dil daya­nıklı olmalı. Gitmeli gidebildiği yere kadar. Sürmeli şiirin izini. Hem de coşkuyla, çocukluğun ıssız tarla­ larında özgürcü koşarcasına.
Durgun, derin soluklu, içine kapanık olmalı, bel­ ki de bütün gün uzanmalıdır koltuğunda. Bir sandu­ka kadar heybetli ve düşünceler kadar ağır olan çanta­sı da, durmalı ayakucunda. Ama, kendini ölümsüz sa­ nan ve her sabah bir umut çiçeği açan yüreciği, hiç durmadan kıpırdamalıdır yün yeleğinin altında.
Her gece hep aynı hayatı, bir daha bir daha izlet­tiren kim acaba bana?
Reklam
Hangi şiir yolundan geldinse, gene o yoldan gide­ceksin, aşkın vatanı olan çöle. Orada seni bekliyor herkes, yüreğini gömdüğün yerde seni bekliyor kum zambakları, güvercin ve yeni doğmuş bir güneş.
Tam gün ağarırken, sığırcıkların şarkısını, siper­ de uyuyan bir asker kadar herkes duyabilir aslında, açmışsa kapısını hayata, denilebilirdi ama, kendi dik­tiği ağaçtan kendi çarmıhını yontmak zorunda kal­masaydı insan.
Şiir de annem gibi, mevsimi kuş seslerinden; aşkı, saklı bir mendilden; tüm hayatını, gülden sormalıdır bana kalırsa. Ve hiç çıkmamalıdır yaldızlı çerçevesin­ den dışarıya.
Ve sonra doğum günlerimde mı ölmeye başladım yavaş yavaş, yılbaşı gecelerini sabaha bitiştiren o nemli sessizlikte mi, bilmiyorum. Onca bahar rüzga­rı, onca yangın ve bekleyişin ardından, kaldım mı ben artık kendimden geriye, acaba biraz olsun kal­dım mı diye seslenir oldum göklere.
Bir zamanlar, altın bir kancalı iğneyle tutturul­muş bulutsu bir kundağın içinde yaşardım. Hep bulu­nurdu göğsümdeki kesede, şap, mavi boncuk ve bes­mele. Beyaz bir kuş tüyü olarak ömrümün içinde uçuşurken bile, defne tohumları gibi serpilip gelişen kara bir zehrin üzerime döküldüğünü sezinlerdim ge­ne de.
Geri146
705 öğeden 691 ile 705 arasındakiler gösteriliyor.