Konsantrasyonu uygulamalı olarak etüt etmek, bizi sadece sonuçların değil, sebeplerin de dünyasına götürerek, kontrolsüz düşüncelerin ve duyguların köleliğinin ötesine yükseltir.
Nefesinizin, bedeninizdeki yaşantıların, duygularınızın farkına vardıkça ve zihninizin aslında başıboş gezinen bir zaman makinesi olduğunu fark ettikçe şimdiki yaşantınızın size sundukları belirginleşir ve deneyiminiz zenginleşir.
#Spoiler#
Kitabı büyük bir heyecanla satın aldığımı hatırlıyorum. Kitabı okuyana kadar aynı heyecan devam etmişti. Ama kitap anlatmak istediği şeyin dışına çıkmış ve okurken çok fazla terime boğdu beni. Zaten 154 sayfa boyunca bilincin bilim tarafından açıklanamadığını anlatıp durdu. Bu kadar ayrıntıya boğup sonunda ise bilinç ile ilgili net bir şey söylememesi beni üzdü diyebilirim. 155. sayfadan itibaren okuması biraz kolaylaştı. Hatta bu son 100 sayfalık kısmı bir oturuşta bitirdim. Son 100 sayfalık kısımda çok fazla başlığa yer verip bunları üstün körü anlatması da hayal kırıklığına sebep oldu. Kitabı okuduktan sonra herkese tavsiye edebileceğimi düşünüyordum ama kitaba karşı önyargısı olmayan benim bile, okurken bu kadar zorlanması tavsiye etme fikrini rafa kaldırmama sebep oldu diyebilirim. Ayrıca Kuantum Fiziğine değinmişken daha sade ve daha iyi anlatmasını beklerdim.
#Spoiler#
“Eğer engeller, ertelemeler ve zorluklar üzerinde durursanız, bilinçaltınız da buna bağlı olarak karşılık verecek ve kendi iyiliğinize engel olacaktır.”
Kendi duygularını kabul edip öğrenen, o an kızgın mı, sinirli mi yoksa üzgün mü hissettiğinin muhasebesini yapan kimse meta-duygu (duygu üstü) sanatını öğrenebilir. İçinden gelen bu sese kulak veren kişi, hayatını daha iyi yönetebilir.