Anlıyorum ama biliyorum ki acı hayatın kendisinde var. Ve biz ne kadar istesek de sevdiklerimizi bu duygudan koruyamayız. Ve belki de acıyla baş etmelerini sağlamayı ya da bunun hayatın bir gerçeği olduğunu öğretmeye çalışmalıyız.
Ama yeniyorsa hakkın susma, annem üzülür, babamın kalbine iner diye yıllarca sessiz kalmış insanlar tanıyorum; kimse aferin ne güzel susup bekledin demiyor.
Bugün "önce ben" de.
O kafeye tek başına git ve kahveni iç.
Ya da sabah erkenden kalk, kendin için yürü.
Ya da sadece kendin için hiç kalkma o koltuktan ve en sevdiğin filmi açıp izle.
O çok merak ettiğin eğitimi al.
Yazılmak istediğin bir kurs varsa yazıl.
belki imrenerek izlediğin ya da takdir ettiğin insanların hiçbiri doğuştan yetenekli, şanslı ya da zengin olanlar değil, inan ki. Başarmak istedikleri konuyla alakalı hiç vazgeçmeyenler... Her gün hayalleri için minik de olsa bir adım atanlar
Babamın kuralları, kendine göre doğruları vardı. Bu doğrular asla ama asla değişmeye veya eleştiriye açık değildi yani öyleydi ben küçükken...
Zamanla değişti...