Ruhani yorgunluğu olanlar!
Nereden başlanması gerekirse tutunmaya, asla oradan başlayamayanlar!
Terk edilmeyi tatmayıp, hep yok edilenler!
Hayatlarını resimli kitaplardan çalanlar, dilce ve bedence anlaşılmayanlar!
Dünyayı tanımaktan ve dünyada yaşamaktan yorulanlar, kimsesizliği iş edinmişler!
Kimseler tarafından alkışlanmayanlar, nokta olarak hareketsizleşenler, tamamlanmamış roman kahramanı gibi yaşayanlar!
Dünyanın varoluşunu kamburunda biriktirenler ve biriktirdiklerini çürütenler!
Artık hiçbir şey hissetmeyecek kadar çok şey hissedenler!
Kamburumuza leke değdi, gölgemiz ele verdi bizi.
Maalesef ki raunt bitti ve biz yine mağlubuz…
Kitap içerisinde denk geldiğim güzel ve doğru bir yazı ile içeriğini açıklamak isterim;
Herkes aynı diziyi izliyor, aynı şeyleri görüyor, aynılarını yapmaya kalkıyorlar. Mesela sürekli koydukları saçma sapan programlarla psikolojimizi bozuyorlar. saçma salak şeylerin peşinde herkes. Ve bizler de o kadar ahmağız ki bunların bizi bozduğunu
"Milyarlarca insan geçim sıkıntısıyla uğraşmaktan başına neler gelebileceğini düşünecek vakti bulamıyor. Önüne gelse dahi yapmaları gereken ev işleri, çocukların bakımları, ihtiyaçları gibi şeylerin altında eziliyorlar ve çok da önemsemiyorlar. Kim cebindeki parayla ay sonunu nasıl göreceğini; çocuğuna yeni kıyafet, kitap alacağını; eșinin istediği ceketi alacağını düşünmek dururken insanlığın yok oluşunu düşünür ki? Kendi evinin yok oluşu olmaktansa insanlık yıkılsın, kime ne? Ama maalesef ki çocuklarla, ev işleriyle uğraşırken insanlığın geleceği yok oluyor ve bundan herkes sorumludur. Siz ve çocuklarınız dâhil! Biz ve egolarımız dâhil!"