1995-1997 arasında Hamburg Üniversitesi’nde müzik eğitimi aldı. Bu yıllarda caz müziği, dans ve oyunculukla ilgilendi. 2001’de aynı okulda sesbilim alanında doktorasını tamamladı. Bir süre çocuklara yönelik konuşma terapisti olarak çalıştı. 2004’ten bu yana farklı sektörlerden insanlara ses, telaffuz, hitabet, empatik konuşma ve sahne performansı gibi alanlarda eğitimler veriyor.
Fikirler, kendi benliğimize ilişkin farkındalığımız doğrultusunda akıllıca bir karar vermek için kullanılmıyor ve bağımsız hale geliyorsa, zaman kaybından başka bir şey değildir.
Empati kelimesini hepimiz biliyoruz. Ancak üzerinde çok az düşündüğümüz bir kavram olduğuna inanıyorum. Zira, empatinin tanımı ya da hissettirdiğini ifade ederken kelimelere takılıyoruz. Işte empati tam da burda kendisini gösteriyor. Empati, kelimelere dökülmeyen duyguların anlaşılmasıdır tanımını yapmak istiyorum. Buradan hareketle kitaba geçmek istiyorum;
Üç bölümden oluşan kitaptan; üniversite koridorlarında yazılmış, sokaklara inmeyi başaramamış yazar izlenimi almıyoruz. Empatik anlayışımızı nasıl geliştirebileceğimiz, empatik anlayışımızı ketleyen durumlar ayrı ayrı açıklanarak birden çok ve hayatın içerisinden örneklerle güzel biçimde açıklanıyor.
Ben pişman olmadım, bir-çok kişinin de olacağını düşünmüyorum.
Her şeyin fazlası da azı da zarardır. Her şey kimi zaman dengesiz olur ama her şeyi tekrar dengeye sokmak bizim elimizde. Duygusal, zihinsel ve zihinsel olarak duyguları,olayları ve her algılama ve içeriğine bakma süzgeçimizden geçirilerek bakmalıyız. Her şeyin bir amacı ve yaşanma sebebi var,empati de öyle. Empatinin iki kaynağı vardır;birincisi çevreye karşı empati,ikincisi öz empati yani kendimize. Neye,kime,nasıl,hangi amaçla,ne kadar hizmet edeceğini kendimiz karar veririz;empatide. Anlatımı ve örneklemesini beğendim. Keyifli okumalar.