Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mostar Dergisi

Mostar Dergisi - Sayı 156 dergisi
Dergi
Derleyen
9.5/10
190 Kişi
737
Okunma
195
Beğeni
6,1bin
Görüntülenme

En Yeni Mostar Dergisi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mostar Dergisi sözleri ve alıntılarını, en yeni Mostar Dergisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün küresel ölçekte herkesin ciddi manada önemsediği bir süreci yaşıyoruz. Katliama malî destek verenlerin, hatta katliamcıya muhabbet besleyenlerin boykot sayesinde iktisadî anlamda daralma yaşadıklarını, pek çok yerde şubelerini kapattıklarını, küçülmeye gittiklerini görmek elbette sevindirici. Boykotun iktisadî anlamda bir silah olmasını es geçmeyeceğiz ama boykotun farklı yönlerinin de farkına varmamız gerekiyor. Geçmişte hayatımızda yeri olmayan bazı tüketim kalıplarının son zamanlarda hayatımıza bir zorunlulukmuşçasına sokulmuş olmasının anlamı sadece ekonomik değil. Kapitalist sistemde her ürün, bir hayat tarzını da beraberinde getiriyor. Veya her hayat tarzının beraberinde getirdiği bir tüketim kalıbı var. Bu yüzden boykotu, tercih etmediğimiz malın alternatifini bulmaya çalışarak değil, bir hayat tarzını terk ederek anlamlandırmalıyız. Bu yüzden, kültürel boykotu da hesaba katmamız gerekiyor.
yunus emre özsaray - hayat tarzımızı değiştirmeden boykot ne kadar mümkün?
Boykotu sadece iktisadi anlamla sınırladığınızda tercih etmediğiniz ürünü değilse bile temsil ettiği hayat tarzını "bunu biz de yapabiliriz" diye üretmeye çalışıyorsunuz ki bu daha vahim bir durum ortaya çıkarıyor.
yunus emre özsaray - hayat tarzımızı değiştirmeden boykot ne kadar mümkün?
Reklam
insanın bütün bir ömrü yabancı bir ülkedir
Politika adı altında devlet çok sayıda geleneksel Uygur evini ve kadim Uygur şehirlerini yerle bir etti ve insanları evsiz bıraktı. Bu alanlara yeni Çin stili evler diktiler ve bu evleri milyonlarca Çinli göçmenin barınak ihtiyacını karşılamak için kullandılar.
2003'te Çin Devleti tüm Doğu Türkistan'daki ilk ve Ortaokullarda "çift dilli" eğitim sistemini uygulamaya başladı. Sonuç olarak, binlerce Uygur öğretmen işlerini Çinceleri "yetersiz" olduğu gerekçesiyle kaybettiler. Bu çift dilli eğitim sistemi Uygur halkı tarafından bir "beyin yıkama" uygulaması olarak görülmektedir. 2004 yılından itibaren Çin Devleti zor kullanarak yaşları 16-25 arasında değişen binlerce genç Uygur kızı, memleketlerinden koparıp Çin'in iç bölgelerine ucuz iş gücü olarak kullanmak üzere yolladı. Bu kızlardan birçoğu ya kendi canlarına kıydı ya da Çinli patronları tarafından tacize maruz kaldılar.
1959 yılında 24.000 Uygur, Aksu'nun Bay ve Tokuşun bölgelerinde Çin devletinin sözde "eşitlik" uygulamaları sebebiyle açıktan öldü. 1962'de 10.000 Uygur Kaşgar'ın Payziwat bölgesinde açlıktan öldü.
Reklam
"Tabiatın efendileri olacağız" iddiasının dışa vurumu ABD yahut Çin. Bugün Çin hükümeti her ne kadar dünyaya ilişmiyor gibi dursa da iki kutuplu diyet tarif edilen dünyanın bir kısmını oluşturuyor ve kendi ideolojisini dayatma konusunda hiç de ABD'den aşağı kalan tarafı yok. Suriye'de olup bitenler, Filistin ve Bosna'da yaşanan soykırım henüz çok taze. Doğu Türkistan'da uygulanan politikalar, Müslümanların sindirilmeye çalışılması, katledilmesi de her zaman aklımızda kalmalı. Unutmamalıyız ve her fırsatta hatırlatmalıyız. Çünkü geçmişte ne olduysa gelecekte de bir benzerinin yaşanması ihtimali oldukça kuvvetli. Çin, sönmemiş volkanik bir dağ gibi kendisinden olmayanları, kendisi gibi düşünmeyenleri yutmaya hazır. Bugün patlar, yarım patlar ya da Uzunca bir süre sonra patlar. Ama mutlaka patlar ve seslerini duyurmakla, yardım etmek ile sorumlu olduğumuz Müslüman kardeşlerimizi yutar. Tarihi birçok acı hadiselerin kaydının toplandığı bir ağıt defteri gibi. Görevimiz bu ağıtı gündemde tutmak ve defterin arka sayfalarında unutulmaya yüz tutmasını önlemek.
Barat Hacı
Yirmi okkalık zincirlere vurulduğu rutubet, dışkı ve hayvan leşi kokulu bu odalarda ona güç veren tek şey ima yoluyla kıldığı namazı ve gardiyanlar çekildiğinde ezberden okuyup hatmettiği kur'an-ı Kerim'dir. Kaldı ki edilen küfürler yapılan hakaretler yemeklerine konulan pislikler bu zindanda gördüğümüz eziyet ve işkencelerin en hafifidir. Zira meşhur Çin işkencesinin en meşhum örnekleri üzerinde uygulanır. Yediği onca dayaktan sonra burnuna her gün mutat olarak gözlerine acı biberle karıştırılmış sirke dökülür. Sabah akşam ellerini arkadan ayakları ve dizleriyle birlikte bağlayıp yerlerde yuvarlayarak döverler. O yine konuşmaz. Bu defa vücuduna su ile karşılaştırılmış asit dökerler. Her yeri yara bere içinde kalmasına rağmen ağzından çıkan tek kelam "La ilahe illallah" olur.
Türkistan müslümanlarının savaşmakla boyun eğmeyeceğini anlayan Çin, bu defa daha başka oyunlar dener. Onları İslamiyetten ve kadim törelerinden soğutmak için bin bir desise kuran. Heybetlerini ahlaklarına borçlu olduklarını bildikleri için kültürlerini bozmak adına elinden geleni yapar. Türk mahallelerine zorunlu güçle Çinli aileler yerleştirir. Müslüman Türkler, zorla Çinlilerle evlendirilir. Çinli kıyafeti giymeye hatta işgal kuvvetlerine mensup subay ve Çinli memurları gördüklerinde çıkıp selam vermeye zorlanır. Bunu yapmayan bedelini çok ağır öder. Mukavemet edenler ve bir şekilde işgal yasalarına ayak direyenler çalışma kamplarına gönderilir. Bu çalışma kamplarında Çinli memurlar hamile olan Uygur kadınlarının sırtına çıkara kendilerine taşıtır sırtına binen memuru taşımayan kadınlar yere yatırılıp çocuğunu düşürene kadar kırbaçlanır. Yapılan kovuşturmalar sonrasında ele geçirilen önemli isimlerin karınlarını delenip içinde taş ve pislik doldurarak meydanlarda teşhir edilir.
Müslüman Türkler, şehirlerin merkezlerinde açılan kuyulara canlı canlı atılır. Kendilerini direnişe çağıran önderlerin ismini vermeyenler diri diri yakalır. Bazı mahallelerde herkesi çırılçıplak soyup sıkıca birbirine bağlatarak vahşi hayvanlar tarafından yenmeleri seyredilir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.