Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhsin Gerviyani

Muhsin Gerviyaniİslam Felsefesine Giriş yazarı
Yazar
7.3/10
3 Kişi
14
Okunma
1
Beğeni
785
Görüntülenme

Muhsin Gerviyani Gönderileri

Muhsin Gerviyani kitaplarını, Muhsin Gerviyani sözleri ve alıntılarını, Muhsin Gerviyani yazarlarını, Muhsin Gerviyani yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varlığı başka bir varlığa bağlı olan ve o varlık olmadan tahakkuk bulmayan varlığa “ma’lul” ve bağımlı olunan varlığa da “illet”denilmektedir.
Zira algı mutlak bir şekilde insan nefsinin fiilidir ve bunun duyu organlarına isnadı mecazi bir isnattır.
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
İslam Felsefesine Giriş - Muhsin Gerviyani
Kafa açan bir kitap... Öğretici, tane tane anlatımı olan, giriş gibi giriş diyebileceğim bir kitap. Beğendim ama yazar hakkında fazla bir bilgi bulamadım. (Akademisyen midir, bağımsız araştırmacı mıdır, neyi savunur, veya necidir hiçbir bilgim yok. Kanada ile bağlantısı olan İranlı bir yazar olduğunu düşünüyorum.) Kitabın dili; terimsel ve felsefi kavramların yoğun olduğu, buna mukabil anlatımın son derece yalın olduğu, Osmanlı Türkçe'sinin ve Arapça'nın zaman zaman kullanıldığı bir dildir. (Tabi ben, Osmanlı Türkçe'sini ve Arapça'yı bilmeyen bir cahil olduğum için okurken epey yoruldum; çevirmen, günlük Türkçe kullansaydı daha iyi olurdu.) Dilinin ağır olması, anlaşılırlığını etkilememiş; zira yazar, anlatılan konuları örneklerle pekiştiriyor. Ayrıca kitap üç bölümden oluşuyor; ilki, İslam'da felsefenin temel öncülleri ve metodolojisi, ikincisi İslam'da bilgibiliminin temel hatlarını ve son olarak İslam'da varlıkbiliminin anlatımı. Kitap işte bu üç parçadan oluşuyor. İslam felsefesinin temelini öğrenmek için okuduğum bu kitaptan çok şey öğrendim, bana çok şey kattı. İslam felsefesi, bana uzak bir alan olduğu için bu kitapta puan kıracak bir yer bulamadım, eleştirmeye salahiyetim yok. Onun için 10/10 veriyorum. Ve son olarak, klasik İslam felsefesine merak eden her bir ferdin okumasını  tavsiye ederim.
İslam Felsefesine Giriş
İslam Felsefesine GirişMuhsin Gerviyani · Birey Yayınları · 199814 okunma
Mücerred varlık (maddî olmayan), zatî olarak ne kısım kabul eder ne de zaman ve mekan taşır. Bundan dolayı hissî işareti de taşımaz.
Tesadüfün bir olayın illetsiz (sebepsiz) bir şekilde vukubulmuş olması yani, bir fiilin failsiz ve bir olayın olayı meydana getirecek birileri olmaksızın eydana gelmiş olması mümkün olduğu anlarmnda kullanılmış olması mümkündür: Böyle bir şeyin olması aklen muhaldir ve illîyetin bedihî esasına uymadığı ortadadır. O halde, alemin tesadüfi olduğunu söyleyen kimselerin maksadı alemin illetsiz (sebepsiz) bir şekilde oluştuğu ise bu söz, açıkça batıldır.
Varlık bağışlayan illet ile i'dadî (maddî) illet arasındaki fark şudur: ma'lûlün varlık bağışlayan illetle benzerliği aklî delillerle ispat ediliyor. Fakat i'dadî illette bu konu ispata kabil değildir, ve i'dadî illetlerin ma'lûlatlarıyla benzerliği tecrübî yollarla elde etmek gerekir. Benzerlik kaidesinin gereği olarak ve vücudun asaleti esasına göre, Allah'ın yaratılmışlara varlık bağışlayan olarak kendisinin de varlığa sahip olması gerekir, ve kesinlikle maddî varlıklara özgü olan özelliklere sahip olması gerekmez.
Reklam
Her bir ma'lûl, her bir illetten meydana gelmez. Ya da her bir illet, her bir ma'lûlü meydana getirmez. Bu kaidenin amiyane tarifi şöyledir: "Buğday buğdaydan çıkar, arpa da arpadan".
Fakat eğer illet birbirinin yerine geçmeyi kabul eder ise malûlün tahakkukundan (gerçekleşmesinden) müşahhas bir illete ulaşmak mümkün değildir. Yani sadece illetlerden birinin vücudunun aslı sabit oluyor, ama hangisi? Bu belli değildir. Bir başka ifadeyle, illetin varlığı sabit oluyor, ama onun niteliği bilinmiyor. Örneğin eğer biz odanın sıcak olduğunu biliyorsak kesinlikle bunun bir illetinin olduğunu biliriz. Ancak acaba onun illeti sobanın yanıyor olması mıdır? Veya güneş ışınlarının yansıması mıdır? Yoksa başka bir illet midir? Kesin olarak belli değildir. Bundan dolayı illet ve malûl arasında onun mutlak anlamıyla telazım rabıtası geçerlidir.
Asla başka bir illete muhtaç olmayan Yüce Allah, "hak fail" olarak adlandırılır.
Mahiyet, zaten ne vücuda gerek duyar ne de yokluğa gerek duyar. Bundan dolayı her ikisinin de mevzusu sözkonusu mahmul (hamlolunmuş) olabihr. Fakat vücud sadece "mevcud"un mahmulünü (yüklem) kabul eder. Bu da şuna işarettir ki vücud bizzat gerçekliğin doğrulayıcısı olup asildir. Mahiyet ise, intizaî bir mefhum ve i'tibarî bir şeydir.
46 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.