Merhaba sevgili kitap dostlarım
Bugün size harika bir eser tanıtmak istiyorum.
Kitabı okumadıysanız henüz mutlaka geç kalmadan alın derim. Resmen sizi düştüğünüz yerden ayağa kaldıracak, çevremizde yaşanan olaylara dikkat çekecek, en önemlisi sol omzunuzla dost olmayı öğretecek bir eser.
Sizlere biraz alıntı bırakacağım , biraz derken uzun sürebilir çünkü her detayın altını çizdim desem yalan olmaz
insanın ömrü de çocuklara dokunabildiniz günlerin toplamıdır.
saygı abidelerinin cepleri dedikodu ayinlerinin taşlarıyla doludur.
cancağızım, yanlış tespit, yanlış tedaviye sebep olur.
insan kendi acılarının dervişi , kendi mutluluklarının kafiriydi.
cancağızım , kimse insana , acılardan daha sadık değildir.
cancağızım, ne yere , ne göğe , nede suya… cemre yüreğe düşmezse dünyaya gelmez bahar.
zira suçlu bir suskunluk, tüm kötülüklere ortak olmaktır.
heybe neyle doluysa yol da onunla süslüdür.
ya kendilerini unutuyorlar ya da az önce ne yaptıklarını…
ne de olsa insanın en büyük düşmanı yine insandır.
cancağızım, insan yaşlandığını, elinde çizgiler açıldığında değil; herkesle arasında belirli çizgiler koyduğunda anlar.
zamanın don raddesine sahnelik kokan insanlardan olmak yerine , yalnız ama huzurlu, binlerce çizgiye sahip taşlılardan olacağım!
cancağızım , tutarsızlık en büyük arsızlıktır.
küçükken gökyüzündeki tüm bulutları birer hayvana benzetirdik;büyüdük yeryüzündeki tüm hayvanları insana benzettik…