Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Alagöz

Mustafa Alagözİdeolojik Aklın Serüveni yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
1.331
Görüntülenme

Mustafa Alagöz Gönderileri

Mustafa Alagöz kitaplarını, Mustafa Alagöz sözleri ve alıntılarını, Mustafa Alagöz yazarlarını, Mustafa Alagöz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bireysel varlığımızın en yüksek düzeyi olan aklımızın güzelleşmesi yaşamımızın sevincidir. Sorunsallar üzerine düşünme alışkanlığı, ayrıcalık taslamaktan uzak öğrenme çabası, kendi vicdanını kendine yargıç edinme içtenliği, anlamanın lezzetini verebilir. Bu çaba, birey için kendi ahlakını yapılandırma yolculuğudur. Ahlaksız akıl bencillik, egemenlik ve mutsuzluk üretir; akılsız ahlak ise nefsin arzularına indirgenmiş şaşkın, hoyrat kişilikler. Sorgulayıcı bir akıl, önyargısız anlama, Hak İlkesine bağlı etkinlik yaşamın kendisidir; geriye kalan ise bunların değişik yollarla bir ifadesi. Anlamayı ifade edecek kadar olgunlaştırmak iletişim için, iletişim ise insanın insana yakınlığını-dostluğunu yaratmak için…
Mustafa Alagöz
Mustafa Alagöz
Genel olarak bilmenin ne olduğu ve elde edi­len bilginin gerçeği tam olarak kavrayıp kavrayamayacağı tartış­maları düşünce tarihinin en önemli sorunsalı olmuş, olmaya da de­vam edecektir
Reklam
Felsefede 'İdea' olarak kavramsallaştırılan hakikat­lerdir. Bir benzetme yaparsak onlar ufuk çizgisi gibidirler; hep gö­rünür, ona doğru gidilir ancak hiçbir zaman erişilemez.
İnsan tinsel olarak ken­di kendisi ile çelişkili bir varlıktır; bu durum özgürlüğün ve tarihin ilerleyişinin kaynağını oluşturur.
Toplumsal yaşamda olan-biten her şeyin merkezinde beklenti, ilgi, tutku, çıkar, egemenlik hırsı vb. dürtüler vardır. Tarihi anla­mak onu yapanı, yani insanı anlamakla mümkündür. Bireylerin, giderek halkların kaderleri bir çekim merkezi olan özgürlüğe doğ­ru akarlar. Özgürlük, adalet, iyilik, güzellik vb. son noktasına ka­dar geliştirilip bitirilmiş bir şey değil, tersine sonsuza akan, geldi­ği her sınırda orda durmayıp daha ileriye gidecek itkiyi de kendi içinden üreten tinsel güçtür. Bunun kökeninde istencin sonsuzluğu yatar.
Sanatta, dinde, politikada, askeri alanda tarihi dönüştü­ren kişilikler, bulundukları koşullarda tarihin zorunlu yönelimi o­lan özgürlüğe kapı aralamış ve eylemleri daha sonra yapılacak olanlara zemin olmuş insanlardır.
Reklam
Tarihsel kişilikleri de onları var eden koşullardan gö­rebiliriz. Onlar tarihi yapan önder insanlardır; ancak eylemlerini ve ideallerini özgürlük ve adalet ilkesine bağladıkça bunu gerçekleş­tirebilirler.
Tarihi ise liderler ü­zerinden değil sanattan, dinsel inançlardan, geleneklerden, üretim tekniklerinden, toplumsal kurumların işleyişinden ve tüzelerinden anlayabiliriz.
Bir şeyin bilinmesi, onun temel özellikleri arasındaki zorunlu bağın bulun­ması anlamına gelir. Var olan her şey kendi kalıcılığını koruyor ol­dukça bir bütündür ve tutarlılığa sahiptir.
Her durumda an yaşanıyor olmakla beraber o, gelecekle geçmişin kesişme noktasıdır. Geçmiş an üzerinden akarak geleceğe yön verirken, gelecek ise geçmiş ü­zerinden beslenerek şimdiyle bağlanır.
Reklam
Bireysel ve toplumsal tüm etkinliklerin içinde gelecek kaygısı temel bileşen olarak bulunlur. Geleceğin bilin­mezliğinden korunmak ve güvence elde etmek insani tüm etkinlik­lerin belirleyici dürtülerinden birisidir.
İnsan geleceğe atılmış bir varlıktır, bir geleceği olduğu bilinci sadece onda vardır.
İnsan kendine bir kök, -dayanak­geçmiş bulmadan varlık bütünlüğünü sağlayamaz. Akıl, doğası ge­reği birbinnden kopuk görülen olguar arasındaki ilişkiyi belirle­yen bağı kurmak istiyor.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.