Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Cemiloğlu

Mustafa CemiloğluTürk Dili ve Edebiyatı Öğretimi yazarı
Yazar
Editör
8.8/10
4 Kişi
16
Okunma
0
Beğeni
1.018
Görüntülenme

Mustafa Cemiloğlu Sözleri ve Alıntıları

Mustafa Cemiloğlu sözleri ve alıntılarını, Mustafa Cemiloğlu kitap alıntılarını, Mustafa Cemiloğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gel gidelim Leyla'm dağlar başına, Beni Mecnun eden kara gözlerin Rahın gelsin gözden akan yaşıma, Açtı ciğerimde yara gözlerin. Leyla'm çıkıp Mecnun diye seslenme, Gelin olup ak odaya yaslanma, Kara giyin yeşillenme süslenme, Etti beni pare pare gözlerin. Sen de sevenleri bıraktın darda, Leyla gelin oldu Mecnun dağlarda, Aşığın arzusu sevdiği yarda, Attı bu dağlara kara gözlerin.
Sayfa 144Kitabı okudu
Telli turnam pek yükselme havaya, Şahin vurur kanadına kan çalar, Zalim avcı ile düşme davaya, Da vurur hayatından can çalar.
Reklam
Ecel, her kişinin pehlivanıdır.
Âşığın dünyaya geldiği boş mu Bunlar tabiatın bir nişanesidir, Leyla'sın aldırmış, Mecnun sarhoş mu, Elbet bir yaranın perişanıdır. Âşık yarasına kail dolanır, Kerem Aslı'sına mail dolanır, Diyar diyar gezer, sail dolanır, Sevda tekkesinin devrişanıdır. Mevlüt İhsanî'yi hasretlik yaktı. Yaktıkça alevim serimden çıktı, Dünya pehlivandır, herkesi yıktı, Ecel, her kişinin pehlivanıdır.
Sayfa 120Kitabı okudu
Vay babam, yarısını yaptın, vade tekmil olunca yarısını da bana bıraktın...
Tabii ki, bir babanın beş vazifesi vardır: Babalar en evvel çocuğunu sünnet ettirir. Vazifesidir. İkinci defa güzel bir tatlı isim koyar. İsmin halk arasında o kadar farkı vardır ki, güzel isim halka sevdirir. Üçüncüsü, baba çocuğunu okutur. Dördüncüsü, çocuğu evlendirir. Askerliği yaptırırsa baba vazifesini bitirmiş olur. Ondan sonraki de çocuğa kalmış olur.
Bu dünyada hazreti Adem oğulları her türlü evren geçirmişlerdir. Evet, aklıyla göklere uçmuşlar, denizleri geçmişler, dağları yarmışlar. Yine de öyle, ama, aşka güç yetirememişler. Aşk öyle bir şey ki, insanların ruhundadır. Bütün insanda aşk vardır. Aşksız dünya yürütülemez. Aşk insanların en büyük varlığıdır.
Sayfa 163Kitabı okudu
Derdini kime anlatır âşık? Âşık otlara söyler, sulara söyler, kuşlara söyler. Ama derdini kendinden başka kimse ne çekebilir, ne anlayabilir.
Reklam
Kırmızı gül arasında beyaz göğe Kadar yükselmiştir bu yazı Bülbül gölgesinde ölmeye razı, Benim için cennet güldür vatanım. Sağlığımda üç şeydedir nazarım, Yurt için can vermek önce pazarım Şehit diye anılırsa mezarım, Benim için ulu yoldur vatanım. Öğünürüm atam er oğlu erdir, Bilir misin ceddimizi kimlerdir, Dağı yaran tunç eriten Türklerdir, Ergenekon sana kuldur vatanım. Aşık Mevlüt küçük yaştan vatanına âşıktır, Türkler yılmaz bin güçlükten ak alnımız açıktır Sana uygun al bayrağın ay yıldızın layıktır, Cephelerin aslan bekler başın kaldır vatanım. Ne mutlu milletiz, ne mutlu insanlarız.
Sayfa 204Kitabı okudu
Türk ozanı kopuzunu inletir, Neler söyler teli ile perde hey, Nara atar dağı taşı çınlatır, Yiğitliğin volkanıdır serde hey. Çadırımız yüce dağa kurulur, Kahramanlık nağmeleri vurulur, Türkler ile boy ölçüşen yorulur, Söyle tarih dengimizi, nerde hey? Yalın kılıç yüce dağdan aşarız, Yiğit doğar yiğitlikle yaşarız, Meydanlarda kaynar, kükrer, coşarız, Türk evladı boyun eğmez ferde hey. Çekersem palamı dökülür al kan, İstiklal, Malazgirt işte Çaldıran, Atatürk, Yavuzlar, Fatih, Alparslan, Bıraktı mı çakalları yurda hey. İhsanî'yim, savaşta da ozanız, Destanları tarihlere yazanız, Nice düşman cephesini bozanız, Tilki meydan okuyamaz kurda hey!
Hayatta buna inan. Hayatta ne yaparsan, iyilik yaparsan iyilik bulursun, kötülük yaparsan kötülük bulursun. Yani buna hiç şüphe etmeyeceksin.
Eğer Ferhat şu dağı yarar da bana su getirirse Ferhat'a varırım, dedi. Dağ yarılır mıydı? Ama aşk yarar ya.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Eski libas gibi aşığın gönlü, Söküldükten sonra dikilmez imiş. Güzel sever isen gerdanı benli, Her güzelin kahrı çekilmez imiş. Bülbül daldan dala yapıyor sekiş, Güllerin yüzünden yapıyor çekiş, Aşkın iğnesiyle dikilen dikiş, Kıyamete kadar sökülmez imiş. Sevdiğim değildin böylece ezel, Aşkımın bağına düşürdün gazel, İbrişimden nazik sandığım güzel, Meğer pulat gibi bükülmez imiş. Seyranî'nin dideleri yaşımış, Benim derdim kamu dertten başımış, Toprak diye sarıldığım taşımış, Meğer taşa tohum ekilmez imiş.
Sayfa 182Kitabı okudu
Durun! Ben cevberlerimi göstereceğim. Bakayım, Mecnun benim cevherlerimin kıymetini bilirse anlarım ki Mecnun'dur. Elinde bir kitap. Kitabın bütün cildi sade cevher. Bu cevhere Mecnun bakmadı. Sade içindeki yazıyı okudu. Hiç takındırmak "Bu nedir" dahi demedi. Cevherci baktı. -Allah Allah, bu nasıl adam! Kitabı elinden aldı. Bu defa bir cevher yüzük, pırlanta yüzük getirdi eline. Kaşına bakmadı. Sade içine baktı. Bunu da elinden aldı. Bu defa bir kılıç indirdi. Bu kılıç öyle bir kılıç ki, asrın en kıymetli kılıcı. Ve el yeri bütün mücevherat. Bu kılıcın hiç başka yerine bakmadı. Sade el yerine baktı. -Yahu sen nasıl adamsın? Niçin kılıca bakmıyorsun da el yerine... -Ey cevherci. Ona bakıyorum ki, bunu hangi yiğit eline almış da düşmanını sallamış. Yüzüğün içine bakıyorum ki, hangi güzelin parmağına takılmış. Kitaba bakıyorum ki, hangi hastaya derman olmuş.
Sayfa 148Kitabı okudu
Türk ozanı kopuzunu inletir, Neler söyler teli ile perde hey, Nara atar dağı taşı çınlatır, Yiğitliğin volkanıdır serde hey. Çadırımız yüce dağa kurulur, Kahramanlık nağmeleri vurulur, Türkler ile boy ölçüşen yorulur, Söyle tarih dengimizi, nerde hey? Yalın kılıç yüce dağdan aşarız, Yiğit doğar yiğitlikle yaşarız, Meydanlarda kaynar, kükrer, coşarız, Türk evladı boyun eğmez ferde hey. Çekersem palamı dökülür al kan, İstiklal, Malazgirt işte Çaldıran, Atatürk, Yavuzlar, Fatih, Alparslan, Bıraktı mı çakalları yurda hey. İhsanî'yim, savaşta da ozanız, Destanları tarihlere yazanız, Nice düşman cephesini bozanız, Tilki meydan okuyamaz kurda hey!
Dünyanın dönüşü kudretin sırrı, Işılır, gün doğar döner akşamlar, Her saatin ayrı ayrı rengi var, Dağlara siyah tül iner akşamlar. Ara garip yolcu pınarı baştan, Su sesi geliyor karşı yamaçtan, Süzülür dereye çakıldan taştan. İşsiz gelin gibi pınar akşamlar. Karşıki yaylada çobanın hâli, Bir yırtık keçesi, bir de kavalı, Bir yavan tezeği bir kuru çalı, Ufaktan ateşi yanar akşamlar. Aldandım dünyanın bilmem nesine, Mevlam neler koymuş kudret tasına, Koyun yavrusuna, kuş yuvasına, Çırpına çırpına döner akşamlar. Mevlüt İhsanî'yim söylerim dilde, Allah'ın adı var dilde gönülde, Yiğit bir yokuşta, bir ıssız çölde, Yine bizim dalsız çınar akşamlar.
Bir köpek seyirtti Mecnun'a. Hani çıplak. Saç sakal uzamış. Mecnun'a hücum edince Mecnun hemen köpeğin gözlerinden öptü. -Mecnun! Hakikaten bu deli, dediler. Sordular: -Mecnun ne yapıyorsun? Dedi: -Leyla'mın kapısını bekleyen köpeğin gözünü öperim ben.
Sayfa 146Kitabı okudu
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.