Doğuştan kör birisinin yanında beyaz renkten bahsedilmiş.
Kör sormuş: "Beyaz nedir?"
Birisi cevap vermiş: "Kuğu var ya, işte onun rengidir beyaz".
"Kuğu nedir?" diye sormuş kör,
bu kez şu cevabı almış: "Hani boynu bükük bir hayvan var ya, kuğu odur".
Bu sefer kör: "iyi de bükük nedir?" diye sormuş.
Karşısındaki adam sinirlenmiş ve körün kolunu kavrayarak onu bir güzel bükmüş ve demiş ki: "işte bükük budur".
Kör adam hem şaşkın hem de acılar içinde konuşmuş:
"şimdi anladım beyazın ne olduğunu".
Bütün Övgülere Lâyık Olan (Allah)
Konu ile ilgili Mevlânâ'nın anlattığı bir menkıbe şöyledir:
Hz. Mûsa (a.s.) bir gün yolda yürürken bir çoban gördü. Çoban dua ediyordu ve şöyle söylüyordu: Ey kerem sahibi Allah'ım! Neredesin ki, sana kul-kurban olayım! Çarığını dikeyim, saçını tarayayım, elbiseni yıkayayım, bitlerini kırayım. Sana süt ikrâm
-Emin olun bu güne kadar yediğim en güzel portakallardı bunlar.
-Bu övgüyü duymaya alıştım, birçok müşterimiz bunu söyler.
-Siz de bugüne kadar gördüğüm en güzel kızsınız (..) Bunu duymaya da alışkın mısınız?
Futbol yada sporla ilgili olması yanında sürükleyici, yeni ve rahatsız etmeyen bir düşündürücülük içeren bir roman okumak istiyorsanız, bu kitabı okuyabilirsiniz. Kırmızı-beyaz üzerinden ülkenizi ve roman kahramanı üzerinden de kendinizi okumanıza katkı sağlayabilecek bir eser.
Romanın adından da anlaşılacağı üzere Liverpool ve yetimhanede
Romanın özeti; arka kapakta (ve sitedeki künyede) sürpriz kaçıran derecede fazlasıyla bilgi içerdiği için, bu ihtiyacı oraya havale ederek geçiyorum. Ben iyi ki arka kapağı, yapageldiğimin tersine, sonradan okudum şans eseri. Size de öyle okumanızı tavsiye ederim. Arka kapakta hikayenin sonu olmamalı ki, sürprizi kaçmasın.
Romanı, bir edebiyat
Şehzade Mustafa’nın Nihal isimli bir kadına aşık olmasını ve gelişen olayları anlatan bir kitap. Tarihle yakından alakalı ve çok bilinmeyen bazı bilinmeyenlerin aydınlatılması için önemli bir kitap. Yazar her ne kadar bu kitap bir hayal ürünüdür dese de.