“Çürüyen güz yapraklarının
baş döndüren kokusu
uzun süren bir uyuşukluğa
koymuştu ruhumu ve ben
gereken çoşkuyla karşılayamamıştım
yeni yılı.
Fakat bizlere her zaman
bir telafi fırsatı
verecek kadar cömert
işte hayat.”
KÖPRÜ Bu şiirleri yazarak bir yandan oğlum ve ben arasında bir köprü kurmaya niyetleniyorum ve ama gündüz örülüp gece sökülen gergefi gibi Penelope’nin koyduğum taşların bir bir aramızdan akan sanki asitli o nehirden yükselen buhar tarafından gece boyu eritildiğini görerek korkuyorum.
Okur ki gündelik kaygıların
tacizine sürekli maruz bir aciz kişidir,
bin bir çağrıyla kitabın başına otura kalka,
bilsin, olmuşla olacak arasında
sıkışıp kalmış ezik bir hatıra
onu beklemektedir ve adı ayraç olsa da
okuyan bir varlık olarak
onun kimliğinin bölük pörçük parçalarını
birbirine eklemekte, yani onu
bütünlemektedir aslına bakılırsa.
Ellerine dokunmak
Serin gölde
Ilık bir kaynağın
Doğduğu yer
Suyun içinde
Kıyılar araştıran avucumu
Gıdıklayan birdenbire
Yani o hayal balık
Elegeçmez ve uysal
Sayfa 21 - Yapı Kredi Yayınları -1.Baskı-Aralık 1998