Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Neda Armaner 

Neda Armaner Psikopatoloji'de Dini Belirtiler yazarı
Yazar
7.4/10
5 Kişi
17
Okunma
4
Beğeni
1.432
Görüntülenme

Neda Armaner  Gönderileri

Neda Armaner  kitaplarını, Neda Armaner  sözleri ve alıntılarını, Neda Armaner  yazarlarını, Neda Armaner  yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
220 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Uzun zamandır bir kitabı okurken sinirlenmiyordum. Bu kitap sayesinde yeniden öfkeli ve gergin halime geri döndüm. Şöyle ki; içinde yaşadığımız ülke, tarihi ile kültürü ile söylemleri ile dini terimlere inançlara yatkın, her ne kadar yaşamasa da görünür de Müslümanlığın dillerden düşmediği bir medeniyete sahip. Bu 1 150 yıllık geçmişe sahip
Psikopatoloji'de Dini Belirtiler
Psikopatoloji'de Dini BelirtilerNeda Armaner  · Demirbaş Yayınları · 197310 okunma
Obsessiyonlarda hasta, aklından ata­madığı ve onu mütemadiyen işgal eden fikir ve korkunun saçmalığını ve manasızlığını bilir. Bu şekildeki bir obses­siyon, hastanın hakikat olmayana, saçma bir fikire veya korkuya inanması demek olan hezeyandan ayrılır. Obses­siyonda muhakeme kusuru yoktur , buna karşılık hezeyan hali bir muhakeme kusurunun sonucudur.
Reklam
Heyecan örgüleri zengin olan ve zaman zaman tutku belirtileri diğer psikoz semptomlarında da hakim bulu­nan, daha otonom bir takım ruh halleri vardır ki, bunlar beş ana tutkusal delir olarak sınıflandırılır lar: 1 -Hak aramaları deliri, 2 -Kuruntu delirleri, 3 -Kıskançlık delirleri, 4 -Sevda deliri, 5 -Mistik delirleridir
din, insan varlığının ilk bakışta bir yönü, fakat gerçekte, bir bütünlük halinde o kişinin olumlu, psişik ve sosyal randımanıdır. Başkalarına zarar vermeyen, kendi­sinden gayri insanların bütün haklarını sayarak onlara yardım eden ve toplum düzenine uymak kaygı ve gay­retiyle moral sorumluluğu taşıyan bir kişi normal sayılır.
Büyük bir ruh buhranı esnasında bir yere kapanıp ibadet ile telafinin veya sublimationun manası tamamiyle mantıkidir. Esasen başarılı psikoterapi de, manevi kuvvet­leri kamçılıyan ve insana bir vicdan kazandıran tedavi­dir
Hay ağzını öpeyim
Hangi dine mensup olursa olsun dindar olanlarında değil, ancak dini fikirleri dalalete uğrayan kişilerde akıl hastalıkları görülmektedir . Yoksa yüzyıllar boyunca mil­yarlarca insanların ruhuna genişlik ve rahatlık getiren, güzel bir ahlak yolu gösteren hiçbir din aklın dengesini, uygunluğunu bozmaz
Reklam
'Dini cemaatlerin kapalılığı nisbetinde diğer dini ce­maatlerle zıtlaşma haline girmesi ve dini görevler alan­ların üstüne bir sınıf durumuna gelmesi yüzünden, din fert üzerinde sosyal baskı aracı olarak şekillenir . İlerlemiş top­lumlarla inançların bu türlüsü durdurucu, çöktürücü bir etken haline gelir
Birbirine pek yakın görünen heyecan ile iç güdü es­ki Yunancada aynı kelime ile ifade edilmiştir. Çünkü iç güdüler heyecanla birlikte belirir ve ayrılınıyacak kadar bir­ birlerine karışır. İç güdüyü uyandıran şeyler heyecanı da uyandırır . İkisi de içten teperek belirir.
Bir çok insan kendi benlikleriyle, temasta bulunduk­ ları sosyal gnı plar arasında bir mücadele ve anlaşmazlık halindedir . Esasen, Pavlov'un deyimiyle "bütün hayatımız devamlı bir mücadele ve çatışmadan başka bir şey değil­dir . Hayatımız, meyillerimiz, zevklerimiz, isteklerimizle, fi­zik ve sosyal çevrenin şartları arası da bir sürü çatışma, mücadeleden ibarettir."
Kültür ve teknik seviyeleri ileri olan memleketler istatistiğine göre, ruh hastalıkları di­ğer somatik hastalık afetlerini hayli geride bırakmıştır.
Reklam
Gelişmiş bir toplumda insani ihtiyaçlar, ekseriya bi­yolojik, içtimai ve ruhi olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Bunlardan ruhi ihtiyaçları tatmine yarayan vasıtalar bazan bütün kültüre damgasını basan, onun ağırlık noktasını ve özünü teşkil edebilecek derecede mühim bir mana, bir mahiyet taşımaktadır . İnsan mubitine intibak hususunda ne derece muvaffak olur­sa olsun ruhi ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalmamak­tadır. Hatta aksine, maddi sahalardaki başarısı nispetinde ruhi ihtiyaçları ehemmiyet kazanmaktadır. Ruhi ihtiyaçların başında günlük hayatın zorluklarından, re­aliteden kaçmak, açıklayamadığı olaylar karşısınds duyu­lan aciz, korku, dehşet ve hayretten kurtulmak, istikbal veya akibeti hakkındaki endişelerini gidermek, devamlı bir iç huzuruna kavuşmak hasreti ve ilah gelmektedir. İnsan, bu ihtiyaçların seviiyle eğlenceye, oyalanmaya ; ve kendisini ifade arzusuyla sanata ; emellerine nail olma, dayanak arama, sığınma maksadiyle de sihire, dine baş­vurmaktadır.
Beşeriyet bu gün, tarihin hiçbir devrinde görülmemiş olan bir tarzda hayat geçirmektedir. Tabii ilimlerde, teknolojide vaki olan ve devam etmekte bulunan muazzam ilerlemeler onlara pek yüksek mesafeler kat ettirmiştir. Bu husus elbette çok önemli bir şeydir, fakat sadece bir yönden görünüşüdür; hakikatte, bu hallerden müteessir olarak asıl değişenin­ insanın hayata karşı (attitude) leridir. Burada bahis konu­su olan, kişinin işine, dünyaya, toplumdaki yerine ve toplumun diğer fertlerine ve nihayet bütün moral değerlere ve meselere karşı takındığı tavır değişikliğidir.
llkbaharda hormonların daha aktif bulunmasıyla bu mevsimde insanlar cinsel taşkınlık gösterırler. Nıtekim psikoz manyak depresif durumlar bu mevsımde daha çok görülür.
Tanrı, kişi­nin ancak iç yaşanışlarıyla kendisine ulaşılabilen manevi realitedir
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.