Neil Turok matematiksel fizik ve evrenin oluşumuyla ilgili araştırmalarıyla dünyanın önde gelen fizikçilerinden biri olarak kabul edilir. Perimeter Institute for Theoretical Physics'in direktörüdür. Stephen Hawking ile birlikte Hawking-Turok instanton çözümleri üzerine çalışmıştır. Teorik ve matematiksel fiziğe katkılarından dolayı James Clerk Maxwell ve TED ödüllerine layık görülmüştür
(..) tüm artılarına rağmen internet bizi insanlığımızdan da uzaklaştırıyor. Bilgisayarlarımıza ve akıllı telefonlarımıza gittikçe daha yapışık bir halde yaşıyoruz, toplumsal ve profesyonel yaşantımızı e-postaların, sosyal medyanın, blogların ve tweet'lerin etrafında kuruyoruz. Aşırı dijital bilgiye maruz kalmak bizi makinelere, işkoliklere ve pasif tüketicilere çeviriyor. O sert, somut varlığı üzerimizde baskı yaratıyor ve insan doğamız ile bize dayatılan iletişim şekilleri arasında bir uyuşmazlığa neden oluyor. Analog doğamız dijital bir akışa sığdırılıyor. Bu yüzden komedyen Louis C.K.'in de dediği gibi, " Günümüzde her şey muhteşem ve kimse mutlu değil."
"Bilinenler sınırlı, bilinmeyenlerse sınırsızdır; düşünsel olarak sanki kifayesizlik okyanusunun ortasındaki bir adadayız. Her nesle düşen görev, topraklarımızı biraz olsun genişletmektir."
(..) "dijital çağımızın" bunaltıcılığı karşısında bir adım geri çekilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir çok insan internetin bilgi okyanusunda "sörf yapma" isteğine çoktandır sahip ve bu davranış herhangi bir şeyi veya daha derin anlama ihtiyacının yerini alıyor. Uzmanlaşma kavramı, bu kadar çok bilgi içerisinde yüzen bir dünyada pek bir anlam ifade etmese de derinliği olan düşüncelere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Fırsatları elememizi, seçmemizi ve tanımlamamızı sağlayacak farkındalık ve muhakeme yeteneklerimizi geliştirmemiz gerekiyor. İşbirliği dediğimiz şey dünyanın her yerinden insanların birlikte çalıştığı, fikir alışverişi yaptığı, kitaplar yazdığı, hatta matematiksel kanıtlar inşa ettiği bir oyuna dönüşecek.
Bu ışıkta bakıldığında okullarımızda ve üniversitelerimizdeki eğitim son derece demode kalıyor. Gençlerin bilgileri ezberlemesinin hiçbir anlamı yok; bunlar zaten internette her zaman elimizin altında. Neyi öğreneceklerine karar verme, kendi düşüncelerini geliştirme ve bunları başkalarıyla paylaşma gibi becerilere ve meselenin bütününü görebilmeye, bu bilgi okyanusunda aradıkları şeyi bulabilmeye, işbirliği yapmaya ve yepyeni ufuklara yelken açmaya ihtiyaçları var.
İyi bir fikir dünyayı değiştirmeye yetebilir.
Görünen o ki bugün yeterince iyi fikir barındırmayan, kaygı dolu bir dünyada yaşıyoruz. Mali istikrarsızlık, aşırı tüketim ve kirlilik, enerji ve kaynak yetersizliği, iklim değişikliği ve giderek derinleşen gelir adaletsizliği gibi bunaltıcı sorunlarla yüz yüzeyiz. Bunlar tamamen insanlar tarafından yaratılmış ve çözülebilir sorunlardır. Ne var ki kısa vadeli düşünen, yüzeysel çözümler üreten ve kısa yoldan köşeyi dönmeyi hedefleyen bir kültürün içine hapsolmuş gibiyiz. Halbuki bu sorunların her biri ısrarcı, ilkeli ve ileri görüşlü adımlarla bulunabilecek bir çözüme ihtiyaç duyuyor.
Kuantum fiziğini baştan sona, tüm evreleri ve buluşları ile anlatan nadir eserlerden biri. Dil ağırlığı bu işlerle haşır neşir olanlar için normal, lakin kuantum fiziğini merak edip, fizikle arası olmayanlar için biraz ağır kaçabilir.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, kuantum fiziğinin tarihini gayet iyi bir şekilde anlatan yazar, kuantum fiziğinin mantığını anlatmada biraz eksik kalmış.
Yine de olağanüstü bir yapıt çıkmış. Herkesin okumasını tavsiye ederim.