Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nihat Kopuz

10.0/10
1 Kişi
40
Okunma
7
Beğeni
605
Görüntülenme

Nihat Kopuz Gönderileri

Nihat Kopuz kitaplarını, Nihat Kopuz sözleri ve alıntılarını, Nihat Kopuz yazarlarını, Nihat Kopuz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan henüz on dördünde çıldırabilecekken seksenine varmış akıllı insanlara şaşıyorum çoğu zaman.
Bir kitapta şehirlerin gelecekte müzeye dönüşeceğini ve kırsalda yaşayan bizlerin müzeye dönüşen şehirleri ziyaret etmek için oralara yolculuk edeceğimizi okuduğumu belirttim.
Reklam
her gece duyduğum sesleri onlar da duyuyor. söylemeye korkuyorlar. ''hepimizin sonunu getirecek o sesler,'' dedim hemşireye. korkarak yüzüme baktı. dudaklarını oynatıp, tam, ''evet'' diyecekken birden sustu kaldı karşımda. herkes kabullendi o sesleri ama kimse cesaret edip de söyleyemiyor. o, üç günde bir ifademi alan uzman da farkında her şeyin. seslerden konu açacağım vakit lafı değiştiriyor. ''bırak,'' diyor, ''şimdi sesleri...''
iyi dedim, duymuş olmanız bile güzel. büyük kitaplar böyledir. okumasanız da duyarsınız bir yerlerden. gerçi ben buna karşıyım mesela. herkes bir iğne batırır bu kitaplara ve ötesini berisini bozarlar.
tıpkı benim gibi onun da seslerden bıkmış olduğunu, yorgun olduğunu hemen anladım.
hayattaki sesler hiçbir zaman tamamen susmaz. gecenin ortasında bile. gündüzleri insanlar konuşur. otobüsler öteye beriye gidip durur. geceleri ise bir çatıda bir teneke parçası rüzgarla sallanabilir. seslerden tamamen kurtulamayız hiçbir zaman.
Reklam
eğer kendinizi iyi hissediyorsanız birkaç sorumuz olacak. yanında getirdiği stajyer kılıklı genç de kafasını evet anlamında sallıyor. bir işin alt kademesindeyseniz veya bir öğrenciyseniz hep kafa sallarsınız. böyledir bu.
bir şeyiniz yok, doktorunuz birazdan gelir, diyor. ne güzel, diyorum içimden, doktorum bile var. üstelik hiçbir şeyim yok.
Bir adım, on adım, yüz adım derken caddenin ortasında buluyorum kendimi. Cadde işte. Sabahın köründe işe yetişmeye çalışan, birazdan komşu vücutlarda ezilip duracak binlerce mutsuz yüzün doluştuğu yer. İşe biraz daha erken varıp bir bardak sıcak çayı içmeye hak kazanma telaşıyla genç, yaşlı, erkek, kadın hep beraber koşturuyoruz şimdi.
Evden her sabah çıkmak zorundayım ve sizler bunu neden yapmak zorunda olduğumu şimdi anlamışsınızdır. O halde evden çıkmak yerine, dirseğimi ceviz bir masaya dayayıp durmadan yazmak, hasır bir koltuğa kıçımı yerleştirip durmadan okumak, pencereden dışarı bakıp durmadan düşünmek istediğimi de bilmenizi isterim. Şimdi kiminiz, "keyfinin kahyası biz miyiz? Madem o kadar çok istiyorsun, kır kıçını hasır koltuğunda oku," diyecektir. Keşke! Keşke, her şey sizin düşündüğünüz kadar basit olsa. Bütün bu olanları düzeltmek için ve sizin, benim kıçımı hasır bir koltuğa yerleştirebilmeniz için binlerce yıl geriye dönüp her bir şeyin bok edildiği zamanlardaki pek çok şeyi tamir etmek gerekecek.
Reklam
İnsanlar başkalarına benzemekten hoşlanmazlar ama aynı insanlar onlardan çok farklı olmanızı da istemezler. İşte böyle bir şeydir insan. Sizi tamamen içine almayan ve tamamen özgür de bırakmayan. Her neyse.
İnsan, içinde bulunduğu durumla önce barışır sonra da bu kötü durumdan keyif almak durumuna düşer.
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.