Doğu Türkistan davasına nispeten ilgi gösteren iki ülke Suudi Arabistan ve Türkiye idi. Türkiye ne yazık ki son yıllarda Çin ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla artık Doğu Türkistan konusunu neredeyse unutmuş duruma gelmiştir.
Doğu Türkistan’da 29.000'den fazla cami ya askeri binalara veya ahırlara çevrilmiştir. Doğu Türkistan'daki durum Filistin, Keşmir, Çeçenistan veya Bosna'da yaşananlardan çok daha vahimdir.
Doğu Türkistan'da 29.000'den fazla cami ya askeri binalara veya ahırlara çevrilmiştir. Doğu Türkistan'daki durum Filistin, Keşmir, Çeçenistan veya Bosna'da yaşananlardan çok daha vahimdir.
Doğu Türkistan’da son derece sağlıksız şartların olduğu hapishanelerde tutukluların bir kısmı gardiyanlarca ve askerlerce kasıtlı ve keyfi şekilde ateş edilerek ya da işkencelere tabi tutularak öldürülmektedir.
Tarihçilerin verdiği bilgilere göre Türkistan sözü Sakalar(İskitler) devrinden kalan abidelerde "Türkistanak" olarak ifade edilmiştir.
Kaşgarlı Mahmut "Divan-ı Lügati't-Türk" adlı eserinde Türkistan'ın sınırlarını Çin'den Hazar Denizi'ne, Bizans, Kıpçak ve Rus topraklarına kadar devam eden bölge şeklinde tarif etmektedir.
Karahanlılar Devleti zamanında kullanılan "Turan" sözü Türkistan manasını taşımaktadır. Fakat Turan ismi fazla yaygınlık kazanmamış, X. asırdan sonra bölge tamamıyla Türkistan şeklinde tarif edilmiştir.
Sovyet Rusya, "Türkistan" sözünün kullanımını 1924 yılından itibaren yasaklamış ve bu tarihten sonra Türkistan yerine Orta Asya tabirini kullanmaya başlamıştır.
Sonuç olarak günümüzde Çin işgali altında bulunan coğrafyaya "Doğu Türkistan", Sovyet döneminde Rusya'nın işgal ettiği bölgelere ise "Batı Türkistan" denmektedir.
Medya kuruluşları konuya duyarsız kalsa bile bu milletin evlatları kendi soyundan, kendi dilinden, kendi dininden olan öz kardeşlerin böylesine ihmal etmemelidir.
Grekler, Karadeniz'de iyi karşılanmadıklarını düşünerek bu denize önceleri Pontos Axeinos veya Axenos (konuk/yabancı sevmeyen deniz) adını tercih etmişlerdi.İyonyalı gemiciler buraya geldiklerinde, ne yapacağı belli olmayan bu denizle bütünleşmek için "mutluluk veren ve konuksever" anlamına gelen Pontus Euxenios adını takmışlardı.
1461 yılında fethini müteakip Trabzon şehri eyalet olarak teşkilatlandırılmış, 1868 yılında idari teşkilatta yapılan değişiklikle vilayet haline getirilmiştir. Samsun(Canik), Trabzon, Gümüşhane ve Rize(Lazistan) sancakları da Trabzon vilayetine bağlanmıştır. Bu durum bazı değişikliklerle 1925 yılına kadar devam etmiştir.